30 Eylül 2018 Pazar

TAHT-I SÜLEYMAN DAĞI-4650 Metre Tırmanış Raporu-İRAN


Gönlü dağda olanın hayali bitmez! 

İran'a tırmanış için çok gittik. Hala daha da gitmeye devam ediyoruz. Dağcılar için cennet gibi bir ülke çünkü.
İran'ın üç büyükleri Demavent-5672 Metre, Alamkooh-4850 Metre ve Savalan-4800 Metre tırmanışlarını gerçekleştirdiğimiz için başka nereleri tırmanırız diye araştırmaya başlamıştık. Taht-ı Süleyman Mahmut Ergenç arkadaşımızın daha önce tırmanıp, bize hikayesini çok anlattığı bir dağ olduğu için 2018 yazı için bu tırmanışı gerçekleştirmeyi düşündük. Ve sevgili Mahmut arkadaşımızın sağladığı kolaylıklarla da faaliyeti başarılı bir şekilde gerçekleştirip, yurdumuza döndük.
Ekibimiz çekirdek bir kadrodan oluşuyordu. Mahmur Ergenç Elif Demir, Ayhan Kılıç ve ben Şenay Kılıç.
Artık gidecek olan diğer dağcı arkadaşlarımız için faaliyetin kısa bir özetini anlatalım o zaman.

18 TEMMUZ 2018 ÇARŞAMBA günü felaket bir halde sıcak olan Tahran'dan öğle saatlerinde iki özel araba ile yola çıkıyoruz. Hedefimiz Tahran'ın daha kuzeyinde yer alan Kelardeşt'e ulaşmak. Yol güzel, güzergah güzel ama yolda bir kaza olması sebebiyle biraz bekleme yapıyoruz. Tahran'ın sıcağından kuzeye Hazar Denizi bölgesine kaçanların çokluğu sebebiyle trafik birden sıkışıveriyor.
Yarım saatlik bir bekleme sonrası tekrar yola çıkıyoruz. Katedeceğimiz yol 195 kilometre, Mezanderan Eyaleti'ne geçeceğiz. Yol dağlık bir bölge olduğundan virajlar, inişler, çıkışlar barındırıyor. Bu sebeple akşamüstü 17.00-18.00 gibi Kelardeşt'e varıyoruz.
Hava puslu ve birazcık yağmur atıştırıyor. Bu sebeple ertesi gün tırmanışa başlayacağımız için biraz tedirginiz. 
Kelardeşt'te Mahmut arkadaşımızın yakın bir arkadaşının evinde konaklayacağız. Bize burada Tahran'dan gelecek İranlı arkadaşlarımız Hasan ve Sahar Rafie çifti de katılacaklar. Böylelikle tırmanış ekibimiz tamamlanacak.
Kelardeşt'in güzel pazarında kamp için gerekli malzemelerin hazırlığını bitirip,  İranlı Behram arkadaşımızın güzel yemeklerinden de yedikten sonra akşam 22.00 gibi dinlenmeye çekiliyoruz.

19 TEMMUZ 2018 PERŞEMBE sabahı erkenden kalkıp, bizi dağ evine bırakacak kamyonete eşyalarımızı yüklüyoruz.
KALDIĞIMIZ EV VE BİZİ YUKARI TAŞIYACAK KAMYONET

KAMYONETE BİNERKEN
Tüm hazırlıklarımızı yapıp, saat 06.30'da yola çıkıyoruz. Hava kötü gözüküyor. Bulunduğumuz yer sisler içinde bulunuyor. Zaten dağa doğru olan bölge hiç gözükmüyor. Kamyonetin arkasında üşüyerek yukarılara doğru yükseliyoruz.
KELARDEŞT'TEN RUDBARAK'A KAMYONETLE GİDERKEN
4 kilometre sonra  Rudbarak'a ulaşıyoruz. Burası İran Dağcılık Federasyonu'nun eski dağ evinin bulunduğu yer oluyor. Şimdi o eski bina otele çevrilmiş. Daha yukarılara daha yeni bir federasyon binası yapılmış.

Eski federasyon binasını geçip, ara ara villa tipi sayfiye evlerini de geçtikten sonra artık yol tamamen toprak bir yola dönüşüyor.Her iki yanımız da dağlık olan bir vadide ilerliyoruz.
TOPRAK YOLDA DAĞ EVİNE DOĞRU İLERLERKEN
Bir ara sağ kolda asansörle bir kayanın tepesine çıkılarak ulaşılan  bir restoran da görüyoruz.

Yeni federasyon binasına ulaşmamız yola çıkışımızın üzerinden bir saat sonra yani saat 07.30'da oluyor. Bu bölge Vanderbon olarak adlandırılıyor. Yeni dağ  evi 2410 metre yükseklikte bulunuyor.
İRAN YENİ FEDERASYON BİNASI-VANDERBON
Dağ evine ulaşır ulaşmaz katırcıya eşyalarımızı verip, kendi taşıyacağımız sırt çantalarını sırtlanıyoruz. Katırcıya 3 çanta için 300 tümen veriyoruz.
ÇANTALAR KATIRA YÜKLENİRKEN
Ve saat 07.40'da yola çıkmak için hazır duruma geliyoruz. Hava artık sabahki gibi değil. Açık ve yürüyüş için çok güzel bir kıvama geliyor.
EKİP YOLA ÇIKMAYA HAZIR
İzleyeceğimiz yol Alamchal buzulundan gelen dereye paralel olarak ilerliyor. Aynı yolda katırlar bizi geçip, ilerliyorlar hemen.
KATIRLAR BİZİ GEÇİYOR
EŞYALARIMIZI TAŞIYAN KATIRCI
Vadinin içinden dere boyu yükselmeye başlıyoruz. Yol iri taşlarla dolu olduğu için yürürken insanı biraz yoruyor.
YÜRÜYÜŞ VADİDEN BAŞLIYOR
Bir yirmi dakika sonra yolun sol tarafında günün ilk ağılını görüyoruz. Bölgede çoban, sürü ve ağıl üçlüsünü çok göreceksiniz.
YOLUN SOL TARAFINDA BULUNAN AĞIL
Ağılda kimsecikler gözükmüyor. Biz de oyalanmadan vadinin ortasındaki yola devam ediyoruz.
TOPRAK YOLDAN DEVAM EDİYORUZ
Uzaklarda güzel güzel zirveler gözükmeye başlıyor. Ağılı biraz geçince sol tarafta 20 kişilik bir İranlı grup görüyoruz. Beraber yürümeye başlıyoruz.Bir süre sonra da tahta bir köprü görüyoruz uzaklardan.
İLK GEÇİŞ YAPACAĞIMIZ KÖPRÜ
Bu köprü bizi Sarchal Dağ Evi'ne taşıyacak patikaya götürecek.Köprüye gelmeden hemen sağda giriş yapacağımız bölgenin tabelasını da görüyoruz.
SARCHAL ve ALAMKOOH BÖLGESİ GİRİŞ TABELASI
Tabela başında biraz oyalanıp İranlı arkadaşlarımızın köprüden geçip, ilerlemesini bekliyoruz.
İRANLI GRUP KÖPRÜDEN GEÇERKEN
Saat tam 08.15'te biz de köprüden geçişi tamamlıyoruz. Bu köprünün sol tarafında kocaman bir ağıl ve bir sürü köpek bulunuyor. Köpeklerden korkmayın gelene geçene alışkınlar.
KÖPRÜDEN GEÇERKEN
Bu geçiş sonrası rota artık tamamen bir patikaya dönüşüyor ve yükselmeye başlıyoruz. Dere artık biraz daha aşağımızda kalıyor.

Karşıdan koca bir sürü bize doğru gelirken ekip olarak bu dar patikayı da onlara verip, biraz daha yüksekten yürüyoruz.
GÜNÜN İKİNCİ KÖPRÜSÜNE DOĞRU İLERLERKEN
Bu ikinci köprüye saat 08.25'te ulaşıyoruz. Köprünün altından akan ve dağdan gelen su bu bölgede şiddetini iyice artırmış gözüküyor.
KÖPRÜDEN GEÇERKEN
KÖPRÜNÜN ALTINDAN AKAN SU
Köprüyü geçtiğinizde sağ tarafta bir rota tabelası göreceksiniz. Biz tabi ki Sarchal rotasına doğru yöneliyoruz.
SARCHAL DAĞ EVİ'NE DOĞRU
Buradan sonra rotada bariz bir yükselme başlıyor. Rota belirgin bir patika şeklinde ilerliyor.
PATİKADAN YÜKSELİRKEN
Geldiğimiz vadiye geri dönüp, baktığımızda manzara çok güzel gözüküyor. Az önce geçtiğimiz köprü artık çok aşağıda kalıyor.
GELDİĞİMİZ VADİNİN HALİ
Rotada 10 dakika yükseliyoruz ve bir yatay bölüme ulaşıyoruz. Burası dağın ortasında bir viraj gibi. Güzel bir S çiziyor.
MOLADAYIZ
Biz molada iken de Fransız bir ekip yanımızdan geçip, gidiyor. Şu an dağ evine doğru ilerleyen üç grup var aslında. Biz Türkler, İranlılar ve Fransızlar. Zaten kamp alanının olmadığını duyduğumuz dağ evi için bu kalabalık hayırlara vesile değil ama elden ne gelir. Gerçi İranlılar'ın çoğu dağ evini kullanır zaten.

Bulunduğumuz yer artık derenin aktığı vadinin oldukça üstlerinde, 2700 metrede bulunuyor. Derenin kaynağı yani nereden doğru ilerlediği apaçık gözüküyor.
DERENİN KAYNAĞINA DOĞRU
Bu S çizen rota bölümünü geçtikten sonra dik bir şekilde yükselmeye başlıyoruz.
VİRAJLI BÖLÜMÜ GEÇER GEÇMEZ
YÜKSELMEYE BAŞLARKEN
Tüm ekiplerin arkasında biz varız. Acele de etmiyoruz. Nasılsa dağ evinin içinde kalma derdimiz yok. Uygun bir yere çadır kurmak istiyoruz.

İzleyeceğimiz patika ileride belirgin bir şekilde kendini gösteriyor. Oraya doğru eğimi iyi ve patikası biraz bozulmuş bir alandan geçiyoruz.
İZLEYECEĞİMİZ PATİKA ÇOK NET GÖZÜKÜYOR
DİKKATLİ BİR ŞEKİLDE GEÇİYORUZ
Bu geçişi zor bölümde, saat 09.15'te diğer ekipleri yakalıyoruz. İranlı ekipte birkaç kişide yürüme sorunu çıkınca, Fransızlar da onların arkasında kalıyor ve bizim onları yakalamamız kolay oluyor.
DİĞER EKİPLERİN HEMEN ARKASINDA İLERLERKEN
Bir ara ip gibi tüm ekipler peş peşe ilerliyoruz. Tam 15 dakika hep beraber yükselerek ilerliyoruz.
DİĞER EKİPLERİ YAKALADIĞIMIZ AN
PEŞ PEŞE ROTADA YÜKSELİYORUZ
ARTIK PATİKA BİRAZ DAHA İYİ  İLERLİYOR
TAŞ GEMİ GÖZÜKÜYOR-2800 METRE
2800 metrede 5. kilometrede, İranlılar'ın Taş Gemi diye adlandırdıkları koca bir taşa ulaşınca, diğer ekipler ilerlesin diye bu taşın altında mola vermeyi tercih ediyoruz.
TAŞ GEMİYE YAKLAŞIRKEN
BİZ TAŞIN ALTINI, İRANLILAR DA ÜSTÜNÜ MOLA YERİ OLARAK SEÇİYOR
TAŞIN ALTINDA MOLADA İKEN
İranlılar hemen taşın ön kısmında mola verirken, Fransızlar yola devam etmeyi tercih ediyorlar.

Taşın alt kısmında biraz su akıyor. Fakat İranlı arkadaşımız bu suyun kötü olduğunu söylediği için su dolumu yapmıyoruz. Bu bölüm ayrıca akan su sebebiyle ciddi kaygan bir halde. 
Saat 09.40'ta ulaştığımız taştan saat 10.10'da ayrılıyoruz. Taşın hemen dibinden sola doğru dönerek, yükseliyoruz.
TAŞIN DİBİNDEN YÜKSELİRKEN
İlk çıkış bölümünü geçer geçmez Taş Gemi diye adlandırılan koca taşın üst bölümünü görüyoruz.
TAŞ GEMİ'NİN ÜST BÖLÜMÜNDEYİZ
Bundan sonrası daha geniş bir alanda yürümeye başlıyoruz. Tabi biz yine belirgin patikada ilerlemeyi tercih ediyoruz.
PATİKANIN GÖRÜNTÜSÜ
Patika güzel gözüküyor. Biraz daha yükselince 2900 metrede yine bir rota tabelası ile karşılaşıyoruz.
2900 METREDEKİ ROTA TABELASI

TABELANIN DİBİNDE BİZLER
Geriye dönüp baktığımızda geçtiğimiz vadi ve patika çizgisini çok net görüyoruz.
GEÇTİĞİMİZ ROTA
Yükselmeye devam ediyoruz. Artık irtifa olarak 3000 metreye doğru ilerliyoruz. Bu arada ara ara çisenti halinde yağmur atıştırıyor. 
PATİKADA YÜKSELİYORUZ
EKİP AĞIR AĞIR İLERLİYOR
Rota bu bölüm itibariyle dağ evine kadar güzel bir yükselme ile ilerliyor. Saat 10.40'ta kısa bir mola verip, vadiyi izliyoruz.
MOLA ANINDA
Ve tekrar rotaya girip, yükselmeye başlıyoruz. İlerlediğimiz bölüm artık rotada bir dönüş yapıyor ve Alamchal Buzulu'nun ucu gözüküyor.
DÖNÜŞE DOĞRU YÜKSELİRKEN
VE BUZULUN UCU GÖZÜKÜYOR
Rotada 3100 metrede yine bir rota tabelası görüyoruz. Fakat üstünde hiçbir bilgilendirme yazısı kalmamış gibi.
3100 METREDEKİ ROTA TABELASI
3200 metredeki yalağa ulaştığımızda saat 12.20'yi gösteriyor. Biz de 8. kilometreyi bitiriyoruz. Bu yalak dağdan gelen suyun birikmesi ile oluşmuş gibi gözüküyor.
3200 METREDEKİ YALAK
Yalak rotada gelip, giden katırlar ve sürüler için işe yarıyor. Biz yalağın başında beklerken çantalarımızı taşıyan katır ve katırcı ile karşılaşıyoruz. Geri dönüşe geçmişler bile.

Rotanın bundan sonrası biraz daha yükseldikten sonra kısa bir süre düz ilerleyip, sonra 3500 metreye kadar dik bir çıkışla yükseliyor.
YALAK SONRASI YÜKSELİŞ ANI
DÜZLÜĞE ULAŞIP BUZULUN UCUNA YAKLAŞTIĞIMIZ AN
Çıkış yaparken artık Alamchal Buzulu'nun uç kısmına iyice yaklaşıyoruz. Bu set bölümünü aştığımızda da Sarchal Dağ Evi uzaklardan gözüküyor.
SARCHAL DAĞ EVİ GÖZÜKÜYOR
Bundan sonra artık dağ evine 1-2 kilometrelik bir yolumuz kalıyor. Yol önce düz bir patikadan ilerliyor. Sonra da kısa bir buzul geçişi yapıyoruz.
DAĞ EVİNE GİDEN PATİKADA İLERLERKEN
KISA BİR BUZUL GEÇİŞİ
Ve bizi dağ evine ulaştıracak patikaya giriyoruz. Dağ evine kadar yükselerek ilerliyoruz.
DAĞ EVİNE DOĞRU SON ADIMLAR
3740 metredeki Sarchal Dağ Evi'nin dibine ulaştığımızda kilometre 11,5 kilometreyi gösterirken, saat 14.30'u gösteriyor.Dağ evine ulaşmadan, önündeki meteoroloji istasyonunu görüyoruz.
EVİN ÖNÜNDEKİ İSTASYONDAN BİR GÖRÜNÜM
Ev çok büyük değil ama 3740 metrede böyle bir yerin olması dağcılar için büyük bir şans.
DAĞ EVİNE ULAŞIYORUZ
DAĞ EVİNİN ÖNDEN GÖRÜNÜMÜ
Dağ evinin girişinde geniş bir alan bulunuyor. Herkes burada yeme-içme işini gerçekleştiriyor.

Binanın iki yukarıda, bir aşağıda olmak üzere 3 girişi var. Bu girişlerde birkaç oda ve odalarda da birçok ranza bulunuyor. Ama çok temiz oldukları söylenemez.
BİNANIN TERASI VE ÜST GİRİŞ KAPILARINDAN BİRİ
BİNANIN ÜSTTEKİ İKİNCİ GİRİŞİ
İÇ KISIMDAKİ ODALARDAN BİRİ
BAŞKA BİR ODADAN BİR GÖRÜNÜM
Binanın dışında bir tuvalet bulunuyor. Tuvalette ibriklerin içinde su da bulunuyor. O yüzden birçok dağ evine göre iyi gibi gözüküyor.
DAĞ EVİNİN TUVALETİ
Binanın sol kısmında ise dağdan gelen suların oluşturduğu bir de çeşme alanı bulunuyor.
DAĞ EVİNİN ÇEŞME BÖLÜMÜ
Etrafı gezme işi bitince, girişteki teras bölümünde biraz dinlenip çadır kurmak için hazırlıklara başlıyoruz.
TERAS ALANINDA DİNLENİRKEN
İç kısımda İranlılar ve Fransızlar kaldığından biz girişteki teras bölümüne çadır kurmayı tercih ediyoruz.
ÇADIR KURMA İŞLEMİ TAMAMLANDI
Binanın etrafında çadır kurulacak düzlükte bir alan bulunmuyor ne yazık ki! Çadırı kurar, kurmaz kararan hava ile birlikte bir yağmur başlıyor. Hemen çadırlara atıyoruz kendimizi. Bir yarım saat sonra yağmur dinince, hava tekrar açılıyor.

Bu sırada başka İranlı ekipler de dağ evine doğru akın akın gelmeye devam ediyorlar. Ortalık gürültüden geçilmiyor. Bu yeni nesil grup bugüne kadar İran Dağları'nda gördüğümüz ve dağ etiğinden hiçbir şekilde anlamayan bir ekip gibi gözüküyor. Sanki sadece dağda kendileri varmış gibi bağırıp, çağırıyor ve gürültü yapıyorlar. Fransızlar ve biz Türkler şaşkın bir şekilde onları izlemekten başka çare bulamıyoruz.
Bu arada akşam yemeği hazırlıklarımızı yaparken, karşımızdaki manzaranın tadını da ekip olarak çıkartıyoruz.
AKŞAM YEMEĞİ HAZIRLIKLARI SÜRERKEN BİZ
Bu arada laf aramızda uzaklardan tırmanış yapacağımız Taht-ı Süleyman gözüküyormuş da gördüğümüzün O olduğunu ancak tırmanıştan dağ evine dönünce anlıyoruz.

Akşam yemeğimizi yedikten sonra erkenden dinlenmeye çekiliyoruz. Sabah erkenden kalkmayı planlıyoruz.
Fakat saat 21.30 gibi yine çadırımızın dibinde İranlılar'ın gürültüsünden rahatsız olup, dışarı kafamızı uzattığımızda bir İranlı dağcının Alamchal buzuluna giden rotada bacağını kırdığını ve yardım için bir şeyler yapılmaya çalışıldığını öğrenip, tekrar çadırımıza giriyoruz. Gece uzun, gürültü çok, heyecan bol! 

GÜNÜN TEKNİK BİLGİSİ
Yola Çıkış Saati: 07.40
Dağ Evine Ulaşma: 14.30
Yapılan Kilometre: 11,5 K

20 TEMMUZ 2018 Cuma sabahı saat 05.30'da kalkıp, hemen kahvaltımızı yapıp, saat 06.30'da yola çıkıyoruz.
SABAH YOLA ÇIKARKEN
Ekip heyecanlı. Çünkü ilk kez elimizde dağa ait bir rota bulunmadan yola çıkıyoruz. Gelmeden çok araştırmamıza rağmen Taht-ı Süleyman'a ait bir rota bulamıyoruz ne yazık ki!

Tırmanışta İranlı arkadaşımız Hasan'a ve daha önce bu dağa tırmanan Mahmut arkadaşımıza güvenerek yola çıkıyoruz. Bizden başka ekip de gözükmüyor ortalıkta. İranlılar erkenden kalkıp, yola düştüler. Fransızlarsa bugün bir yere gitmeyecekler gibi gözüküyor.
ROTADA İLERLİYORUZ
Rota ilk etapta zaten belirgin bir şekilde ilerliyor. Fakat izlediğimiz yol bir süre sonra bizi olduğu gibi Alamchal buzulunun ucunda yığılmış taş denizine sürüklüyor. Saat 07.00'de bu taş denizine giriş yapıyoruz.
ROTANIN HALİ
TAŞLARI AŞMASI KOLAY OLMUYOR
Bu taşları aşıp, Alamkooh bölgesine giden iyi bir rota var ama o sol tarafta kalıyor.
ALAMKOOH DAĞI'NA GİDEN ROTA
Biz sağ tarafta kalan ve Taht-ı Süleyman bölgesine giden yöne doğru ilerliyoruz.
TAHT-I SÜLEYMAN DAĞI TARAFINA GİDEN YOL
Yöne
leceğimiz bölgeye doğru taşları aşarak ilerliyoruz. İlerlerken dikkatli olmaya çalışıyoruz. Önceki akşam İranlı dağcı arkadaşın bacağını kırdığı bölge de bu bölge imiş.
Taşları aşmak çok yorucu olduğundan saat 08.30'da bir mola verip, bir şeyler atıştırıyoruz.
MOLA ANINDAN BİR GÖRÜNÜM
Bir yandan da gideceğimiz yönü inceliyoruz. Hangi taraftan gideceğiz acaba? Bilinmezlik ve gizem bu tırmanışın baş rolünde olacak sanırım.

Molayı uzatmadan yola çıkıyoruz. Taşları aşıp, yükselerek saat 09.20'de Alamchal Buzulu bölgesine ulaşıyoruz.
ALAMCHAL BUZULU
Artık hangi tarafa yöneleceğimiz belirginleşiyor. Buzulun üstüne ulaştığımız anda bir ekip fotoğrafı çektiriyoruz.
BUZULA ULAŞTIĞIMIZ AN
Daha sonra ekip olarak buzulun üstünde rotaya dair bir fikir teatisi yapıyoruz.
ORADAN MI? BURADAN MI?
Gidiş yönümüzü kararlaştırdıktan sonra buzulun sağındaki etaba doğru yükselmeye başlıyoruz.
HADİ BAKALIM BAŞLIYORUZ
Fakat bu etabın dibindeki kayaların yüksekliği nedeniyle biraz daha geride bulunan bir geçişten ilerleme kararı alıyoruz.
GEÇİT VERMEZ KAYALARA DOĞRU
Bulunduğumuz yerde kısa bir mola verip, dinleniyoruz. 
Artık 4000 metrenin verdiği yorgunluğu da hissediyoruz.
MOLA ANINDAYKEN
Bu etap her açıdan hepimizi yoruyor. Saat 10.50'yi gösteriyor ve biz hala dağın asıl rotasına girmiş değiliz. En azından bunu düşünmek bile bizi biraz olumsuz etkiliyor gibi.
Bu mola sonrası bu tarz faaliyetlere çok alışkın olmayan İranlı arkadaşımız Sahar çok yorulduğu için devam etmeme kararı alıyor. Onu yalnız bırakmak istemeyen eşi Hasan da ona eşlik etmek için kalıyor ve biz 4 Türk rotaya kendi kendimize giriyoruz.
Hasan'dan 2 adet onar metrelik ip alıp, dağın ana kütlesine doğru yükselmeye başlıyoruz. Fakat etap öyle dik ve çarşak halinde ki! Zor ilerliyoruz. Rotada da kimse yok! Tüm tuhaflıklar bu tırmanışta bizimle birlikte inanın.
İLERLEDİĞİMİZ ROTANIN HALİ
Saat 11.00'da kütleye giriş yapıyoruz. Sol tarafta Alamkooh kuzey-teknik duvarı tüm gün bizimle olacak.
ALAMKOOH  KUZEY DUVARI
Rotada tek sıra halinde taş düşürmeden çok dikkatli bir şekilde ilerlemeye çalışıyoruz.
İLERLEDİĞİMİZ ROTA
TEK SIRA YÜKSELİYORUZ
Rotanın sağı ve solu üzerimize yıkılacak gibi duran devasa kayalarla dolu bir halde.Pek iç açıcı bir rota gibi gözükmüyor burası.
ROTADA TAM KARŞIMIZDA BULUNAN SİYAH KAMAN DAĞI
Bu dağa çıkmak için bir de buzulun ucunda yer alan Alman Rotası'nı kullanabilirsiniz. Sanırım asıl önerilen de o. Biz inişi oradan yapmayı planlıyoruz inşallah.

Devasa sivri bir kaya bloğunun hemen üstünde, 4200 metrede saat 12.00'da bir yemek molası veriyoruz.
YEMEK MOLASINDAYIZ
Mola sonrası yükselmeye devam ederken geride kalan manzara gerçekten muhteşem. Sol taraftaki sivrinin 4487 metrelik ölçüsü ile Siyah Kaman olduğunu biliyoruz ama sağ taraftaki sivri haritadan 4510 metrelik bir yüksekliği temsil etse de adını öğrenemiyoruz.
GERİDE KALAN MANZARAMIZ
Artık 13.30'da 4300 metredeki  geçit diye tabir edeceğimiz bir yere ulaşınca seviniyoruz ama yükselme bitmiyor tabi ki!
GEÇİDİ AŞTIKTAN SONRA ROTANIN HALİ
Bu berbat, çürük taşların olduğu bölüm insanı ürkütüyor. Taşlar üstünüze geldi gelecek gibi gözüküyor. Ayaklarımız devamlı aşağı doğru kayıyor. Gerilim hat safhada anlayacağınız.

Sonunda saat 14.15'te bizi zirveye taşıyacak son kütleye ulaşıyoruz. Bu bölümde daha iri ve oturaklı taşlar bulunuyor.
ZİRVE KÜTLESİNE DOĞRU İLERLERKEN
Bu taşların üzerinde ilerlemek daha kolay gerçekleşiyor. Tabi 4500 metre civarı bir yüksekliğimiz olduğu düşünülürse ve 7 saattir yol aldığımız düşünülürse hızımızı siz belirleyin.
AŞMAMIZ GEREKEN TEPELER VAR
Görünen o ki yükselme iri taşlarla da olsa devam edecek gibi gözüküyor. Bir süre sonra eğim biraz daha azalıyor. Zirve platosunda olduğumuzu anlıyoruz.
ZİRVE PLATOSUNDA EĞİMİN AZALDIĞI YERLER
Mahmut arkadaşımızın 3 yıl önce tırmanıştan kalan izlenimleri ile buraya kadar başarılı bir şekilde yol alıyoruz.Ve artık zirvenin çubuğunu uzaktan görüyoruz.
MAHMUT ZİRVENİN GÖRÜNDÜĞÜ HABERİNİ BİZE VERİYOR
"Zirve göründü!!" bugün duyabileceğimiz en güzel cümleydi sanırım. Artık daha bir heyecanla yükselmeye başlıyoruz.

Geçerken zirvenin hemen altında taşlarla çevrili bir kamp alanını da görüyoruz.
ZİRVENİN HEMEN ALTINDA YER ALAN KAMP ALANI
Ve saat 14.30'da 4650 metredeki unutulmayacak Taht-ı Süleyman Dağı zirvesine ulaşıyoruz.
TAHT-I SÜLEYMAN DAĞI 1. ZİRVE
Gerçekten tüm ekip çok mutluyuz. Tabi herkesin ilk yaptığı şey gps rotası olmadan, hatırladıklarıyla 
bizi buraya kadar başarılı bir şekilde ulaştıran Mahmut Ergenç arkadaşımıza teşekkürlerini sunmak oluyor. Sonra hemen zirvede ekip fotoğrafımızı çektirip, ikinci zirveye yöneliyoruz.
TREKBEŞBİN EKİBİ TAHT-I SÜLEYMAN ZİRVESİ'NDE
İlk zirvenin daha batısında aynı irtifada bir zirve daha bulunuyor. Buraya kadar gelip de ona da uğramamak olmazdı sanırım.Hafif bir iniş, sonra da kısa bir kar geçişi sonrası yine 4650 metre irtifada olan ikinci zirveye ulaşıyoruz. İkinci zirvede ayakta durmak biraz zor. Bu sebeple oturup, fotoğraf pozu veriyoruz.
İKİNCİ ZİRVEYE GEÇİŞ BÖLÜMÜ
TAHT-I SÜLEYMAN DAĞI İKİNCİ ZİRVESİ
İkinci zirveye de ulaştıktan sonra artık hem biraz dinlenmek hem karnımızı doyurmak hem de iniş rotasını ayırmak zamanı diyoruz.

Şansımıza hava çok güzeldi bu ana kadar. Dünkü yağıştan eser yok! Zirve güneş altında olduğundan zirvenin biraz daha altına inip, orada yemeğimizi yiyoruz. Aslında yemek namına pek bir şeyimiz de kalmadı gibi ama artık idare edeceğiz. Yemeğimizi yerken batımızda kalan dağ evini de uzaklardan görüyoruz. Meğer dağ evinden biz Taht-I Süleyman'ı görüyormuşuz da haberimiz yokmuş. Konum olarak nerede olduğumuzu ancak zirvede anlayabiliyoruz.
Yemeğimizi yedikten sonra Ayhan ve Mahmut iniş rotasını kontrol etmeye gidiyorlar. İnişimizi bu bölgenin ünlü geçidi; Alman Rotası'ndan yapacağız. Alamkooh'un teknik rotasını kullananların hepsi bu geçidi kullanıyorlar. Sanırım bu dağ için de Alman Rotası daha uygun gibi olur. Çıkış yaptığımız yer feci bir kaya akışına sahipti.
İyice dinlendikten sonra zirveden saat 15.15'te ayrılıyoruz. Çıkış yaptığımız yere göre yüzümüzü Alamkooh'a dönük şekilde tuttuğumuzda, bulunduğumuz yerden daha sağa kayarak iniş yapmaya başlıyoruz.
ALMAN ROTASI'NA ULAŞMAMIZ GEREKİYOR
BURADAN ÇOK YAKIN GİBİ GÖZÜKÜYOR DEĞİL Mİ?
İlk etaplarda rota var gibi gözüküyor. Sık sık baba taşlarını takip ederek ilerliyoruz. Fakat ilerledikçe aynı gelirken olduğu gibi taş denizi şeklinde bir rota karşımıza çıkıyor. Devamlı taş aşıyoruz ve bu bir türlü bitmiyor gibi hissediyoruz.

Bu arada sağımızda kalan bölümde Alamkooh'un uzantısının ucunda koca bir vadi ve 1-2 küçük buzul göleti bulunuyor.
DOĞUMUZDA KALAN VADİ
Sık sık durup, rotayı inceleyerek ilerliyoruz. Ayhan önden ilerleyip, kontrol edip, bizi çağırıyor. Alman Rotası'na kadar sol kesimde birkaç yarık daha görüyoruz uzaktan. Belki iniş yapılabilecek kıvamdadır diyerek fikir yürütüyoruz.
BEKLEME ANLARINDAN BİRİNDEYİZ
Ama bir an öyle bir yere geliyoruz ki rota bitiyor ve taşlar feci dik duruma geliyor.İyi ki yanımıza ip almışız diyoruz. Ayhan uygun bir taştan emniyet alıyor ve ekip olarak geçişi tamamlıyoruz.
İPLE 5-6 METRELİK BİR GEÇİŞ YAPIYORUZ
İP İNİŞİ BİZİ BİRAZ OYALIYOR
Fark ediyoruz ki asıl rota daha sağdan ilerliyormuş. Bu kadar çok taşın arasında rotadan ister istemez sapma yapmışız.
Alman geçidine doğru hızlı bir şekilde ilerlemek istiyoruz. Çünkü havanın kararmasını ve geç vakte kalmayı istemiyoruz.
HIZLICA İNİYORUZ
SOLDAKİ GEÇİT GİBİ GÖZÜKEN YERLERİ KONTROL EDİYORUZ
Ayhan ve ben hızlıca solda bulunan geçitlere bakıyoruz. Fakat Alman rotası öncesi baktığımız 3 geçit de uçurum gibi dik gözüktüğü için söz konusu bile etmeden yola devam ediyoruz.
BAKTIĞIMIZ GEÇİTLERDEN BİRİ-DİMDİK
Alman Rotası'ndan başka çıkar yolumuz olmadığını anlıyoruz. Hızlı bir şekilde Ayhan ve ben önden geçide doğru koşar adım ilerliyoruz.Sonunda zirveden hareket ettikten 2,5 saat sonra saat 17.45'te Alman Geçidi'ne ulaşıyoruz.
ALMAN GEÇİDİ'NE ULAŞTIĞIMIZ AN
ALAMCHAL BUZULU GÖZÜKÜYOR
Burası gerçekten inişi rahat ve bizi Alamchal Buzulu'na rahat bir şekilde indirecek bir aralık gibi gözüküyor. Derin bir Ohh çekip, geçidin dibine, rüzgar almayan bir yere oturup, Mahmut ve Elif'
in gelmesini bekliyoruz.
Herkes bir araya gelince elimizde kalan yiyeceklerle ki bunlar genelde şekerli şeyler oluyor, bunlarla biraz enerji toplamaya çalışıyoruz.
Bu arada Hasan ve Sahar bizi hala aşağıda bekliyorlar gibi. Onları bıraktığımız yerde hareket eden  birilerini görüyoruz. Onlardan başkasının olması imkansız gibi.
Geçitte iyice dinlendikten sonra saat 18.00'de buzula doğru bizi yoracak son inişe başlıyoruz.
İNİŞ BAŞLIYOR
İnişi çarşakta kayak yapar gibi hızlıca yapıyoruz. Sabahtan beri saatlerce çıkmak için uğraştığımız yükseltiyi yarım saat gibi kısa bir sürede iniyoruz.
İNİŞ ANINDAN BİR GÖRÜNÜM
Tabana ulaştığımızda saat 18.30'u gösteriyor. Dönüp, indiğimiz yere bir göz atıyoruz.
ALMAN GEÇİDİ'NDEN İNİŞ YAPTIĞIMIZ YER
Sabahtan beri aştığımız yerler şaka gibi inanın. Ama bu da geldi bu da geçti işte. Bundan sonrası Alamchal buzulu üzerinde dümdüz, dikkatli bir ilerleyiş başlıyor.
BUZUL ÜZERİNDEN İLERLERKEN
Ve saat 18.45'te bizi 7 saattir bu buzulun üstünde bekleyen vefakar dostlar İranlı arkadaşlarımız Sahar ve Hasan çiftinin yanına ulaşıyoruz.
TÜM EKİBİN TEKRAR BİR ARAYA GELDİĞİ AN
Hepimiz çok duygulanıyoruz. Onlar bizi çok merak ediyorlar, bırakıp, gidemiyorlar. Biz ise bizi bu soğuk buzulun üstünde 7 saat beklemenin hissettirdikleri ve onları sağ salim tekrar görmenin sevinci ile tabiri caizse sarmaş dolaş oluveriyoruz.Çok oyalanmadan dağ evine ulaşmak için geriye doğru yöneliyoruz.
KAYALIKLARA ULAŞTIĞIMIZ AN
YAPININ MOREN GİBİ OLDUĞU YERDEN İLERLERKEN
İnişi bu kez gelirken geçtiğimiz taş kulvarından değil de dibi biraz morenimsi gözüken daha soldaki etaptan yapıyoruz.Ve bir süre sonra sabah taşlar içinde geçiş yaptığımız, yer yer baba taşlarıyla işaretlenen bölüme ulaşınca rahatlıyoruz.
TEKRAR BABA TAŞLARINA ULAŞTIĞIMIZ AN
Bu bölümü de aşıp, doğal patikaya ulaşmamız çok sürmüyor. Artık yolun sonuna yaklaşıyoruz.
DAĞ EVİNE GİDEN PATİKA YOL
Dağ evini gördüğümüz o an da Ayhan ile faaliyetlerimizin klasik "Son Fotoğrafını" çektiriyoruz.
FAALİYET ŞİMDİLİK BİTMİŞTİR
Dağ evine saat 20.00'de ulaşıyoruz. Biz dağ evine ulaştığımızda tüm İran ekibinin indiğini ve sadece Fransızlar'ın dağ evinde kaldığını görüyoruz.
Dağ evinde görevli bir adamla konuştuğumuzda da bugün neden rotada kimseyi görmediğimizi anlıyoruz.
Meğer bizim çıkış yaptığımız rota extrem kabul edilip, federasyonca yasaklanmış. Çıkanlar Alman Rotası'nı takip ederek çıkacaklarmış. Fakat anlaşılan onu da seçen yok ve kendi kendimize bu tırmanışı gerçekleştirmiş olduk bugün. Bunu duyunca tüm ekip gülüyoruz. Bilmeden yasakları delmek böyle bir şey işte.
Kısa bir soluklanma sonrası hemen akşam yemeği yiyip, çadırları toplayıp, katırlara yükleyip, saat 21.00'de aşağı inmek için harekete geçiyoruz.
Hava kararırken, ısı da düşüyor ve üşüyerek aşağı inmeye başlıyoruz. Tüm günün yorgunluğu ile bu iniş hepimizi çok hırpalıyor. Ayaklarımız da kendimiz de aşırı yorgunuz.
Ayaklarımızın altından iri iri örümceklerin, akreplerin geçtiğini gördüğümüz için mola anında dinlenmek için oturmayı da cesaret edemiyoruz. 
Öyle böyle bu bitmeyecek gibi gözüken yol saat 01.00'de federasyon binasına gelmeden bitiyor. Sonra gecenin karanlığında eziyet gibi gelen ve bir saat süren kamyonet yolculuğu sonrası saat 02.00'de nihayet Kelardeşt'teki kalacağımız mekana ulaşıyoruz.
20 saat süren upuzun, belirsizliklerle dolu ama bir o kadar güzellik barındıran unutulmayacak bir faaliyeti sonlandırıyoruz.


FAALİYETİN TEKNİK BİLGİSİ
Yola Çıkış Saati: 06.30
Buzula Ulaşma: 09.20
Zirveye Ulaşma: 14.30
Zirveden Ayrılma:15.15
Alman Geçidi'ne Ulaşma:17.45
Buzula İnme: 18.30
Dağ Evi'ne Ulaşma: 20.00
Dağ Evi'nden Hareket:21.00
İran Federasyon Binası'na Ulaşma: 01.00
Kelardeşt'e Ulaşma:02.00
Faaliyetin Süresi: 20 saat
Tırmanış Yapılan Rota: Yasaklanan Güney-Batı Klasik Rotası
Dağ Evinden Zirve'ye Olan Kilometre:7 K
Zirveden Dağ Evine Ola Kilometre: 8 K
Dağ Evi'nden Vanderbon'a: 11,5 K

SON SÖZ: Taht-ı Süleyman 2018 yazı içerisinde tırmandığımız heyecanlı zirvelerden biriydi. Rotasındaki bilinmezlikler, ilk kez gps rotası olmadan ve rotayı inceleyemeden tırmanış yapmanın getirdiği sıkıntılı düşünceler gitmeden oldukça zihinsel mesai yapmamı sağlamıştı. Ama her şey yolunda gitti.
3 yıl önce tırmandığı rotayı hatırlayan Mahmut'a, her daim yanımızda olan İranlı arkadaşımız Hasan'a, teknik detaylarda işi başarılı bir şekilde eline alan Ayhan'a,  bu zorlu yolculukta yılmadan ilerleyen sevgili Elif'e kendi adıma teşekkürlerimi sunuyorum.

Ayaklarımız Zirvede, Gönlümüz Dağlarda Olsun Arkadaşlar!

Şenay KILIÇ


Hiç yorum yok: