19 Haziran 2014 Perşembe

EGE'NİN EN YÜKSEK ZİRVESİ, HONAZ DAĞI


Haziran ayının ilk tırmanış faaliyetini Denizli ili sınırlarında bulunan ve Ege ile Akdeniz bölgeleri arasında sınır vazifesini gören Honaz Dağı'na çıkmak için düzenledik. Ege bölgesinin en yüksek dağı olma özelliğini sağlayan Honaz Dağı 1995 yılında Milli Park ilan edilmiş.
HONAZ'IN DENİZLİ'DEKİ KONUMU
Kimilerinin 2571 mt yüksekliği ile çıkılmaya değmez diye baktığı bu güzel manzaralı dağın bir özelliği var, bilesiniz. Bu dağa öyle her elini, kolunu sallayan çıkamıyor. Zaten bizim ilgimizi de çeken bu durumu oldu diyebiliriz. Tam tepesinde bir askeri radar bulunuyor. Bu sebeple Honaz Dağı'na çıkmak için önce Milli Park yetkililerinden, sonra jandarmadan ve en son olarak tepedeki radarı bekleyen askeriyeden izin alıyorsunuz. Trek Beşbin adına bu izinleri bizim için alan Uğur Yılmaz ağabeyimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Yazıyı yazmaya başladığımda acaba Honaz için ilk yazışmalarımız ne zaman başladı diye merak ettim ve arkadaşlarla yazışmaya başladığımız zamana baktım, 3 NİSAN 2014 günü bizim Honaz hikayemiz başlamış aslında. 

3 Nisan'da başlayan hikayemiz kim gelir, kim gelmez, izin alınacaktı, ne gerekliydi , traktördü, askerdi falandı filandı derken su gibi geçmiş ve bir de bakmışız 13 Haziran akşamı gelmiş, çatmış. Cuma akşamı saat 22:00 da yola çıkacağız ama önce ekipte kimler var açıklasak iyi olacak.

Efendim Trek Beşbin Dağ ekibimizin bazı olmazsa olmaz üyeleri var Ayhan Kılıç, Çağın Ağın, Barış Tuncaboylu, Nalan Ertuğrul, Kemal Kaplan, Nimet Çelik, Engin Fikir, Neslihan Parmaksız, Betül Morali ve ben Şenay Kılıç gibi ama  bir de ara sıra ya da ilk kez dağlara bizimle uğrayan yoldaşlarımız var. Bunlar İbrahim Obalı, Tanju Batıbeki, Neslihan Dal, Emre Demircioğlu, Mete Güneş, Yılmaz Kılınç, Eyüp Can Çelik, Özgür Akpınar, Özcan Toraman, Asuman Bilgiç, Yeliz Yıldız ve Ata Özçakır arkadaşlarımızdır. Ekibimiz toplam 22 kişiden oluşuyor. Bu dinamik ekibin Honaz Dağı'na tırmanış hikayesi başlıyor o zaman.

YOL ve TIRMANIŞ

Cuma akşamını İstanbul'dan ayrılırken noktalıyoruz. 9 saat sürecek uzun bir yol bizi bekliyor. Haftanın verdiği yorgunlukla hepimiz uyumayı başarıyoruz. Sabah 07:00 de Denizli'ye varıyoruz. Kahvaltı ve giyim-kuşam hazırlığı sonrası önce Kocabaş Belde'sine giriyoruz. Sonra da kıvrıla kıvrıla Aydınlar Köyü'ne varıyoruz.

Tamamen tarihi dokusunu koruyan bu köye girdiğimizde traktörcülerimiz de bizi bekliyorlardı. Tüm ekip saat 08:45 te traktöre biniyoruz.
08:45 te TÜM EKİP TRAKTÖRDE
10 km lik bir traktör yolumuz bulunuyor. Kimimiz önde kimimiz arkada 22 kişi bir traktöre sıkışıyoruz.
ÖZCAN, ÖZGÜR ve METE TRAKTÖRÜN ÖN BÖLÜMÜNDELER
İlerlediğimiz güzergahta bazı bazı buğday tarlasına bazı bazı kiraz bahçelerine rastlıyoruz. Dağın güney doğusu olan bu bölümü milli park olan diğer tarafına göre biraz daha ağaçlardan yoksun gözüküyor. Yeni yeni dikilmiş ağaçlar da gözümüzden kaçmıyor.

Yolculuğumuz bazı bozuk yol güzergahına rağmen şoförümüz Volkan'ın iyi manevralarıyla  gayet iyi geçiyor ve yarım saat sonra çıkışa başlayacağımız noktaya varıyoruz. Son hazırlıklar yapılıyor ve ekip 09:15 te tek sıra çıkış halini alıyor.
SAAT 09:15 -EKİP ÇIKIŞ İÇİN HAZIR BULUNUYOR
Tırmanışa başlıyor ve çam ağaçları arasından yavaş yavaş yükseliyoruz. Bulunduğumuz irtifa 1600 metreler civarında bulunuyor. Yani yaklaşık 900 metre yükselmemiz gerekiyor.
YAVAŞ YAVAŞ YÜKSELİYORUZ
Bir süre sonra çam ağaçları azalmaya başlıyor. Bu çıkış sırasında ben de sizlere Honaz Dağı'nın oluşumundan bahsetsem fena olmaz herhalde diye düşünüyorum. 

Honaz Dağı’nda eski dönemlerde soğuk iklim koşulları olduğunu belirten birçok jeomorfolojik şekil bulunuyor. Bunlardan en önemlisi HORST diye anılan yer yüzü şeklidir. Horst yer kabuğunun faylanması ve kırılması ile yüksekte kalan kütleye deniyor. Yani zamanla oluşan düşey yöndeki faylanmalar sonucu Honaz Dağı oldukça dik bir görünüm kazanmış. Yörenin genel taş yapısı yapısı gnays ve mikaşistlerden meydana geliyor. Yer yer kristalize kireç taşlarına da rastlanıyor.

Yoğun bitki örtüsüne sahip Honaz Dağı üzerinde endemik türler bulunuyor. Alpin floraya ait türler ise dağın üst bölgelerinde yer alıyor. Orman formasyonu içerisinde kızılçam, karaçam ve ardıç bizim de çıkarken fark ettiğimiz ağaç türlerinden bazıları. 

Yaban hayatı açısından da zenginlik içeren sahada özellikle dağ keçisi yoğun olarak bulunuyormuş. Ayrıca yaban domuzu, tavşan, tilki, porsuk, sansar ve benzeri türler de görülmekteymiş. Honaz Dağı, gerek topografik özellikleri ve uygun eğim koşulları gerekse kar yağışının yeterli düzeyde olması nedeniyle ülkemizde kayak potansiyeli yüksek alanlardan birisi aslında.

Ülkemiz dağcılarının çok iyi tanıyıp, bilmediği bir dağ Honaz. Bölgenin dağcılık kulübü DENDAK'ın düzenlediği şenlik dolayısıyla zirvesini dağcılara açan bu şirin dağın esrarengiz zirvesine bugün biz de adım atacağız inşaallah.

Aklımızdaki bu bilgilerle yükselirken yürüyüş ahengine dikkat etmeye özen gösteriyoruz.
1800 METREYE DOĞRU
Güneş bizi bulunduğumuz yere kadar rahat bırakmıyor. 1800 metrelerdeki su gözünde durup, biraz ferahlıyoruz. 
SAAT 10:30 DA SU BAŞINDA MOLA VERİYORUZ
Bu su başına kadar traktör şoförümüz Volkan ve bazı köylüler de bize eşlik ediyorlar.
AYDINLAR KÖYÜ SAKİNLERİ

Yeşil çimlerin üzerinde kısa bir mola veriyoruz. Önümüzdeki Serinhisar ovasının güzel manzarasıyla bir süre dinleniyoruz. Öğrendiğimize göre bu ovada en çok leblebilik nohut yetişirmiş. 

Mola biterken bir grup fotoğrafı çektirerek saat 10:45 te hareket ediyoruz.

SU BAŞINDA EKİP FOTOĞRAFIMIZ
2000 metrelere doğru yükselirken artık korku filmlerinden fırlamış ardıç ağaçları arasında ilerliyoruz. Doğanın onlara kazandırdığı ilginç formları görüyoruz.
2000 METRELERDEKİ ARDIÇ AĞAÇLARINDAN BİRİ
Bir süre sonra ardıçlar da yok oluyor. Sadece irili, ufaklı kimi çiçekli gevenler ve düğün çiçekleri ayaklarımızın altını süsler hale geliyor.
GEVENLER SARIYOR ETRAFIMIZI

Gevenleri gördüğümüz bölge çok güzel. Hem artık dağı şekilsel formda az çok görmeye başlıyoruz hem de sağ tarafımızda uzanan Denizli şehir merkezinin uzandığı vadiyi görme şansını elde ediyoruz.
UZAKLARDAN DAĞIN ŞEKLİ AZ ÇOK GÖRÜNÜYOR
DAĞIN BATI TARAFINDA BULUNAN VADİ
Bu güzel manzarayı arkamıza alıp, bir grup fotoğrafı çektiriyoruz hemen.
TÜM EKİP BİR ARADA GÜLÜMSEMENİN MUTLULUĞU
Ekip uyumlu bir şekilde yükselmeye devam ediyor. Yükseldikçe hava aşağılardaki sıcaklığını da biraz olsun kaybediyor.
DAHA YÜKSEKLERE DOĞRU İLERLEYİŞ
Bu son yükseltiyi aştığımızda daha aşağıya iniş yapıp, tekrar yükselmemiz gerektiğini anlarken bir yandan da dağın güney doğuya bakan tüm şeklini karşımızda görüyoruz.
HONAZ DAĞI ANA GÖVDESİNİN BİR PARÇASI
Bu dağı yukarıdan bakıp, incelerseniz bir Y harfini oluşturduğunu görürsünüz. Biz şu an Y yi oluştutan üst bacaklardan sağ taraftakini görüyor olacağız. Y harfinin üç bacağının birleştiği yerde de radarı barındıran askeri üs bulunuyor.

Dağın ana gövdesi hepimizi heyecanlandırıyor. Ve ana kütleye tırmanmaya başlıyoruz.
HONAZ'IN ANA KÜTLESİNE DOĞRU
Biraz yükselip, 2100 metrelerde manzaraya doyum olmayan bir kayalıkta saat 12:00 da mola veriyoruz. Bu mola zirve öncesi son molamız olacak. Kimimiz anın tadını çıkartırken kimimiz bu güzel manzarayı arkasına fon edip, fotoğraf çektiriyor.
EYÜP MANZARAYA KARŞI KEYİF YAPIYOR
KEMAL POZ VERMEYİ İHMAL ETMİYOR
ATA İLK ZİRVE ÇIKIŞININ HEYECANI İÇİNDE
NALAN VE NİMET MANZARAYA KARŞI BİR ŞEYLER ATIŞTIRIYORLAR
AYHAN BİZE GÖVDE GÖSTERİSİ YAPIYOR
 VE BEN UZUN ZAMANDIR  OLMAK İSTEDİĞİM YERDEYİM, ÇOK MUTLUYUM
Kısa bir mola sonrası tüm ekip aşağılardan bizim kokumuzu alan ve sürülerini korumak isteyen çoban köpeklerinin havlamaları eşliğinde dağın sırt bölümüne doğru yükselişe geçiyoruz.
EKİP SIRTA DOĞRU YÜKSELİYOR
Bir ara ufak bir ara açıklığı yaşanınca öndeki grup olarak, arkadakileri bekliyoruz.
EKİBİN ARAYI KAPATMASINI BEKLİYORUZ
Ve sırt hattına varıyoruz. Moladan sonraki etabın tamamı yoğun kayalık olarak geçiyor. Bu sırt hattında iyice belirginleşiyor. Fakat kayalığın dışında bu sırt hattında çok ilginç bir şeyle karşılaşıyoruz. Artık 2500 lerde olmamıza rağmen yoğun bir kara sinek bulunuyor burada. Şaşırıyoruz açıkçası.

Sineklere alışmış bir şekilde ilerlerken ön tarafa ilk kez zirve yapacakları almaya çalışıyoruz. Mete, İbrahim, Emre, Yılmaz ve Ata bugün ilk zirvelerini yapacak arkadaşlarımız. Dağcılıkta ilk zirve yapacakların zirveye önce ayak basmaları bir ritüeldir. Bu sebeple Ayhan onları en öne geçiriyor.
İLK KEZ ZİRVE YAPACAKLARI ÖNE ALIYORUZ
Sırt hattı iniş çıkışları, kaya geçişleri ile insana zevk veriyor. Ekibin bir bölümü sırtta bir bölümü inerken, bir diğeri bir bölümü çıkıyor. Bu da çok hoş bir his veriyor insana. Sanki 3-4 hörgüçlü bir devenin sırtında ilerliyoruz gibi hissediyoruz.
EKİBİN BİR KISMI BİR TEPE İNİYOR
EKİBİN BAŞKA BİR KISMI BİR TEPE ÇIKIYOR

Artık aşacağımız son tepelerden birine geldiğimizi anlıyoruz. Bunun için de aşılması gereken son tepenin arkasını görmek için sabırsızlanıyoruz.
SON TEPEYE DOĞRU
ZİRVEYE DOĞRU SON ADIMLAR

Zirveye varmadan arkama dönüp, ekibe bakmak geliyor içimden. Öyle bir görüntü görüyorum ki sonradan kendi kendime "İyi ki dönmüşüm" demeden edemiyorum.
ARKADAŞLARIM BULUTLARIN EŞLİĞİNDE İLERLİYOR

Ve sonunda ilk ekip olarak zirveye varıyoruz. Önce zirveye Mete, İbrahim, Yılmaz, Emre ve Ata çıkıyor. Ayhan da hocaları olarak onlara eşlik ediyor.
HONAZ ZİRVE VE RADAR
İLK ZİRVESİNİ YAPAN EKİP: YILMAZ, İBRAHİM, EMRE, METE VE ATA

Zirveden askeri üs ve radar çok rahat gözüküyor. Bu radarın fotoğrafının çekimini yasak olduğunu okumuştum bir yerlerde. Ama geri dönüp, biraz araştırma yaptığımda internetten bolca fotoğrafını gördüğüm için ben de paylaşmakta sakınca görmüyorum. Öğrendiğime göre bu üs 1980 li yıllarda yapılmış. 
HONAZ DAĞI ZİRVESİ'NDEKİ RADAR

Tüm ekip elemanları gelene kadar Ayhan ile klasik bir zirve fotoğrafı çektirmeyi ihmal etmiyoruz.
AYHAN VE BEN ÜLKEMİN BİR BAŞKA ZİRVESİNDE YİNE BERABERİZ

Fazla geçmeden tüm ekip saat 13:00 da zirveye ulaşıyor ve önce herkes zirvenin keyfini çıkartıyor sonra da bir şeyler atıştırıyor.
TÜM EKİP ÖĞLE YEMEĞİ YİYOR

13:15 te tüm ekip zirvede  fotoğraf çektiriyoruz ve fazla oyalanmadan inişe geçiyoruz.
TREK BEŞBİN HONAZ ZİRVEDE-2571 mt

Tüm ekip yavaş yavaş kayalık sırt bölümünden sıra sıra inişe başlıyoruz. 
ZİRVEDEN AŞAĞILARA DOĞRU
İNERKEN BU KAYALIK BÖLÜMDE ACELE ETMİYORUZ

İniş sırasında sol tarafımızda kalan Denizli merkezin bulunduğu geniş düzlüğe bakmadan edemiyoruz.
DENİZLİ OVASI

Sırt hattını bitirip, inişe başladığımızda zirveye çıkmadan önce mola verdiğimiz yerde bizi bir çobanın beklediğini görüyoruz. Biz çıkarken havlayan köpeklerin sahibidir diye düşünüyoruz.

Biraz daha inince çobanın bir nine olduğunu düşünüyoruz. Fakat alçaldıkça "Nine değil daha genç biri bu!" diyoruz kendi kendimize. Bizden ürkmemesi için uzaklardan selam veriyoruz. Selamımızı kabul ediyor. Yanına geldiğimizde Feride Çoban ile tanışıyoruz.
ÇOBAN FERİDE

Biraz sohbet edince yüzündeki kırışıklıkların aksine Feride'nin yaşının çok genç olduğunu, 34 yaşında olduğunu öğreniyoruz. Aşağılarda bir köyden olduğunu, 18 yaşında kızı olduğunu, kimseyle konuşmamaktan dolayı sıkıldığını bir çırpıda söylüyor Feridecan. Ona hemen elimizdeki hurmalardan ikram ediyoruz. Feride ile biraz sohbet etmek adına saat 14:10 da kısa bir mola veriyoruz.
FERİDE İLE SOHBET ETMEK İÇİN MOLA VERİYORUZ

Mola ve sohbet sonrası Feride'yi yine koyunları, köpekleri ile Honaz'ın eteklerinde yalnız bırakıp, inişe geçiyoruz.
İNİŞ SIRASINDA AŞAĞILARA DOĞRU

Saat 16:00 da tüm ekip sabah traktörden ayrıldığımız yere ulaşıyor ve hemen traktöre doluşuyoruz. Fakat traktörde ilerlerken sabah olmadığı kadar çamur sıçramasına maruz kalıyoruz. 
ÇAMURA KARŞI HERKES ÖNLEMİNİ BİR ŞEKİLDE ALIYOR

Yarım saat sürecek traktör yolculuğumuz süresince aşağılara indikçe güzel bir zirveyi daha görmenin mutluluğu mu desek yoksa faaliyetin sorunsuz bir şekilde ilerlemesi mi desek, mutlu ve neşeliyiz anlayacağınız.
TÜM EKİBİN YÜZÜ GÜLÜYOR


Bu arada ilk zirvesini yapanların yüzünde daha farklı bir mutluluk mu var ?
İLK ZİRVENİN TADI BİR BAŞKADIR

Saat 16:30 da Aydınlar Köyü'ne kazasız belasız bir şekilde mutlu mesut varıyoruz.
AYDINLAR KÖYÜ'NE GİRİŞ YAPIYORUZ

Köye varınca köy çeşmesinde dönüş hazırlığı için temizleniyoruz. Temiz kıyafetlerimizi giyiniyoruz. İşi bitenler de kendini köy kahvesine, Aydınlar Köyü sakinleri arasına atıyor. Köylülerle birlikte kaybettiğimiz mineralleri alacağımız sodalarımızı ve keyif çaylarımızı yudumluyoruz. 

Bu köyde en çok dikkatimizi çeken şey neredeyse konuştuğumuz tüm köylülerin FACE inin olması ve çekilen fotoğrafları orada paylaşmamızı istemeleri oluyor. 


Köyden ve köylülerden teşekkürlerimizi sunarak ayrılıyoruz. Köyden ayrılırken ben de sizlere tüm gün zirveye doğru izlediğimiz yolun harita fotoğrafını göstermek istiyorum.
FAALİYETİMİZDE İZLEDİĞİMİZ YOL

Köyden doğru sabah kahvaltı yaptığımız tesislere gidiyoruz ve güzel bir akşam yemeği yiyerek uzun mu uzun İstanbul yoluna doğru süzülüyoruz. Ayak ve bacakların şiştiği bu uzun yolculukta ara ara dinlenme molası vermeyi ihmal etmiyoruz.
TREK BEŞBİN EKİBİ MOLADA

Saat 03:00 civarı İstanbul'a vardığımızda tatlı bir yorgunlukla güzel bir faaliyeti daha geride bırakmanın mutluluğu içerisinde birbirimizden ayrılıyoruz.

Uzun yıllar birlikte daha güzel ve heyecanlı zirvelerimiz olsun demeyi de ihmal etmiyoruz. 

Sözcüklerin kalemin içinde beklediği gibi biz de programımızdaki dağların zamanının gelmesini mi bekliyoruz acaba? Sanırım öyle...


Zirvelerimiz daim olsun sevgili TREK BEŞBİNLİLER..


Görüşmek üzere..
ŞENAY KILIÇ

HONAZ FAALİYETİ RAPORU
HAVA:Açık ve güneşli
TRAKTÖRE BİNİŞ: 08:45
FAALİYETE BAŞLANGIÇ: 09:15
ZİRVEYE VARIŞ: 12:50
ZİRVEDEN AYRILIŞ: 13:15
TRAKTÖRE BİNİŞ: 16:00
AYDINLAR KÖYÜNE VARIŞ: 16:30
KULLANILAN MALZEME: Kask, baton.
FAALİYET ÜCRETİ: 120 (Yol)+10 (Milli Park Girişi)=130 tl

2 yorum:

Adsız dedi ki...

harika bir anlatım olmuş teşekkür ederim

UĞUR AYDIN dedi ki...

HONAZ DAĞININ TOPOGRAFYA HARİTASI ELİNİZDE MEVCUT MU ACABA