13 Kasım 2013 Çarşamba

10 KASIM ATA'YI ANMA TIRMANIŞI, Ilgaz-Küçük Hacet Tepe Zirvesi-2546 mt


                                                                                               Beni görmek demek,
                                                                                               Mutlaka yüzümü görmek değildir.
                                                                                               Benim fikirlerimi,
                                                                                               Benim duygularımı anlıyorsanız
                                                                                               Ve hissediyorsanız bu yeterlidir.

                                                                                                                Mustafa Kemal Atatürk

   Gönlünü dağlara, doğaya vermiş bizlerin hassasiyetini koruduğu konulardan biri de Ata'ya saygı, sahip çıkma ve onun ilerlememizi istediği yolda ilerlemektir diye düşünüyorum. Son dönemde yoğun olarak gerçekleştirdiğimiz dağ faaliyetlerimizi yaklaşan 10 Kasım doğrultusunda değerlendirerek, bu önemli günü daha önce yapmadığımız bir zirveyi keşfederek analım istedik. Sevgili Barış'la gün içerisinde yaptığımız dağ incelemeleri ve fikir teatileri sonucunda geçen sene Büyük Hacet Tepe'sini yaptığımız Ilgaz Dağları'nın Küçük Hacet Tepe'sinin diğerine göre daha kolay olması ve bu önemli gün için gideceğimiz kişi sayısının fazla olması sebebiyle bize bu dağ çok uygun gözüktü.  Ve 10 Kasım Ata'yı Anma Tırmanışı etkinliği için rehberlerimiz Güven ve Ayhan'ın da onayıyla Ilgaz-Küçük Hacet Tepe Dağı'na gidilmeye karar verildi. Sevgili arkadaşım Barış Tuncaboylu'ya engin dağ araştırmalarını benimle paylaştığı için  bir kez daha teşekkürlerimi  sunuyorum.
  Gideceğimiz dağ belirlenince, etkinlik detayları planlandı, gidecekler belirlendi ve gideceklerin listesi hazırlandı. Sonunda bir cuma akşamı Ata'yı anmak için özel olarak yaptırdığımız afişimizle ve güzel insanlarla yola çıkıldı. Ekibimizde kimler var ? Dilerseniz, bir göz atalım. Ne dersiniz?

  Ekibimiz 23 kişiden oluşuyor. Ekibin vazgeçilmez rehberleri Ayhan Kılıç ve Güven Yüksek'ten başka sırasıyla tüm ekip elemanlarını sizlere aktarıyorum.
   Emre Üresin, Sevgi Kılıç, Sevda Uçak, Barış Tuncaboylu, Nursel Akın, Melih Mengi, Serdar Özer, Kemal Kaplan, Nimet Çelik, Eyüp Can Yiğit, Mert Sinan Şahin, Mustafa Abacı, Nalan Ertuğrul, Nejat Ede, Uğur Yılmaz, Hasan Yeksan, Süreyya Gazanfer, Nazan Gazanfer, Haluk Taylan, Betül Morali ve ben Şenay Kılıç. 
  Yol ve dağa ulaşma deyince aklıma gelen ilk isim, İhsan Kaptanı da unutmadan eklemek isterim. Uzun yıllardır bizi önce dağlara sonra da yaşadığımız şehre yetiştirir durur. Bu önemli tırmanışta da bizi yalnız bırakmıyor İhsan Kaptan. Ona da bunca yıldır nazımızı çektiği için teşekkür ediyoruz.
    Yol, yolcu ve hedef üçlüsü belirlendiğine göre şimdi tırmanış hikayemizi an be an size aktarmak isterim. Hadi bizimle Ilgaz-Küçük Hacet Tepe'ye  tırmanın.

İSTANBUL'DAN ILGAZ'A-8 KASIM 2013
  Avrupa yakasından 22:00 da hareket eden ekibimiz en son Ayhan ve beni 23:15 te Kartal'dan alıyor ve en azından molaya kadar Bolu-Gerede yolu üzerinden kesintisiz sürecek yolculuğumuz başlıyor. 
   Ekip tamamlanınca kimilerini uzun zaman görmediğimiz, kimilerini her daim gördüğümüz ama yol heyecanıyla birlikte olmaktan mutlu olduğumuz arkadaşlarımızla yapmadan duramadığımız  yol sohbetimiz biraz uzayınca  bir süre sonra Ayhan'ın uyarısıyla herkes ilk uykuya dalıyor.
   İlk molamızı iki saat sonra yani 01:15 te Hendek'teki İsmail'in Yeri'nde veriyoruz. Kemal'in eşi Meral Hanım'ın yaptığı lezzetli börekler bu sefer de molamızın aranılan parçalarından biri oluyor. 
KEMAL ARKADAŞIMIZIN EŞİ MERAL'İN YAPTIĞI ENFES BÖREKLER
  İkinci seferdir bu börekleri tadıyoruz. Bu sebeple molalarda gözlerimizi parlatan bu börekler için Meral Hanım'a teşekkürlerimizi sunuyoruz.
 Börekler, arkadaşlarımızdan bazılarını öyle etkiliyor ki gözlerini börek kutusundan ayıramıyorlar. Ekibin diğer elemanları gelmeden kutuya saldırmalarını engellemek için oldukça zorlanıyoruz.
KUTUYA SALDIRMAMAK İÇİN KENDİNİ ZOR TUTANLAR
   Mola yerimiz 10 Kasım için Ankara'ya gidenlerin otobüsleri sebebiyle oldukça yoğundu. Bu yoğunluk arasında bizimkiler çay almaya çalışıp, masaya geliyorlar. Herkes gelince de börekler kapış kapış gidiyor.
 EKİBİN BÖREK VE ÇAY KEYFİ
  Bir yarım saat sonra tekrar aracımıza binip, yola çıkıyoruz. Bu sefer hiç durmadan son noktaya yani Ilgaz'a Çankırı yolunu takip ederek ilerleyeceğiz. Herkes günü daha iyi kullanmak için uyumaya çalışıyor. Öyle ki iyi uyumak için yarım uyku hapı içenler bile  aramızda mevcut
  Biz yolun nasıl geçtiğini anlayamadan Ilgaz'da ve 830 mt de bulunan son mola noktamıza saat 05:30 da varıyoruz.  Herkes hemen çantasından çıkınını çıkartıp, kahvaltı yapmanın derdine düşüyor.
KAHVALTI MASAMIZIN BİR BÖLÜMÜ
KAHVALTI MASAMIZIN DİĞER BÖLÜMÜ
   Kahvaltı sonrası bütün ekip, durduğumuz bu mola yerinden su ihtiyacını karşılıyor; giyim hazırlıklarını bitiriyor. Yani dağa çıkış için yapılması gereken ne varsa onlar yapılıyor. Arkasından da artık yürüyüşe başlayacağımız yere doğru yola çıkıyoruz.
  20-25 dakikalık bu yolculukta ben de sizlere biraz Ilgaz Dağ silsilesi hakkında bilgi vermek istiyorum.
 Ilgaz Dağ Silsilesi Batı Karadeniz Bölümü'nün, Orta Anadolu'dan Kuzey Anadolu'ya geçişteki en yüksek doruğudur. Kastamonu-Çankırı yolunu 1850 mt lik bir geçitle aşmaktadır. Doğu-kuzeydoğu ve batı-kuzeybatı doğrultusunda uzanan dağ 50 km lik oval bir kütle biçimindedir. En yüksek zirvesi 2587 mt ile bizim geçen sene bir kış günü çıktığımız Büyük Hacet Tepe Zirvesi ya da Büyük Ilgaz Zirvesi diye biliniyor. Bizim bugün çıkmaya çalışacağımız zirvesi ise Küçük Hacet Tepe ya da Çatal Ilgaz diye biliniyor ve ikinci yüksek zirvesi oluyor. Sizlere Ilgaz Dağı'nın haritadaki yerini de göstersem iyi olur.
ILGAZ DAĞI'NIN KONUMU
    Dağın kuzey kesimleri güney kesimlere göre Karadeniz'den gelen nemli hava nedeniyle daha yağışlıdır. Bu sebeple bitki örtüsü de farklıdır. Kuzey yamaçlardaki alçak yerlerde meşe, kayın gibi geniş yapraklılar görülürken; yükseklere çıkıldıkça köknar ve sarı çam baskın oluyor. Güney yamaçlarda ise karaçam baskın türdür. Tabi bu bitki örtüsü çeşitliliği orman altı topluluğunu da etkiliyor. Bu zengin bitki örtüsü çeşitliliği sayesinde dağın barındırdığı hayvan çeşitleri arasında geyik, karaca, yaban domuzu, kurt ve tilki bulunuyormuş. Yani her açıdan zengin topraklarla tanışma şansımız bulunuyor. Ayağımızın altındaki toprağın kıymetini bilmeliyiz diyorum.
    Bu arada bilmemiz gereken en önemli şeylerden biri de ülkemizin en uzun ve hareketli fay hattı olan Kuzey Anadolu Fayı Ilgaz Dağı'nın güney yamaçlarından geçmesidir. Bu fay hattı sayesinde belki Ilgaz Dağı milyonlarca yıl sonra oldukça ilgi çekici bir dağ haline gelebilir, kim bilir?
  Ilgaz dağının hikayesine kapılmışken biz de köknarların çevrelediği yollardan ilerleyerek, yola başlayacağımız noktaya geliyoruz. 
YOLUN SONUNA DOĞRU
   İneceğimiz yerin tam karşısında Ilgaz Dağı Milli Parkı'nın girişi bulunuyor. 
ILGAZ DAĞI MİLLİ PARKI GİRİŞİ
   Kış sporları tesisleri de Ilgaz Dağı Milli Parkı içinde bulunuyor. Kayak merkezinde 800 mt uzunluğunda bir kayak pisti, 1500 mt uzunluğunda bir tane çift iskemleli telesiyej ve bir tane de teleski bulunuyor. Ayrıca park içindeki tesislerde konaklayıp, çadırlarda ve karavanlarda kamp yapma imkanı bulunuyor.
   Hemen Milli Park girişinin karşısında da dağın 1850 metrede Kastamonu-Çankırı geçidini oluşturan geçit tabelasını görüyoruz.
ILGAZ DAĞI GEÇİDİ-1850 mt
    Bu tabelayı geçince hemen solumuzda bulunan Kara Yolları'na ait Ilgaz Dağı Bakım Evi tabelasını görüyoruz. Saat 06:45 de Kara Yolları binasının dibinde iniyoruz.
KARA YOLLARI ILGAZ DAĞI BAKIM EVİ
Herkes çıkış için çanta, mont, bere, kask derken son hazırlıklarını yapmaya başlıyor.
EKİP SON HAZIRLIKLARINI YAPIYOR
   Biz hazırlanırken her zamanki gibi İhsan ağabey de elinde sigarasıyla bizim hazırlanmamızı bekliyor.
İHSAN AĞABEY BİZİ BEKLİYOR
Tüm hazırlıklar bitince saat 07:00 itibariyle 1850 mt den dağın güney-batı yönünden yürüyüşe başlıyoruz.
EKİP SAAT 07:00 DA YÜRÜYÜŞE BAŞLIYOR
Havanın güzel olması, dağa çıkış amacımız gibi sebeplerle herkesin yüzü gülüyor, işler yolunda gidiyor anlayacağınız. Tüm ekip, yola girmişken hep birlikte bir grup fotoğrafı çektirelim diyoruz.
EKİP ÇIKIŞA HAZIR -SAAT 07:07
    Zirve yürüyüşünün ilk etabı güzel bir orman yolundan oluşuyor. Ekip sabah mahmurluğunu bu toprak yolda ilerlerken atmaya çalışıyor.
TOPRAK YOLDA İLERLİYORUZ
Sabahın da etkisiyle her tarafı kırağı kaplamış durumda, güneş de tam ortaya çıkmadığından biraz üşüyoruz. 
İLK ANLARDA BİRAZ ÜŞÜYORUZ
Köknar ağaçları arasında, toprak yoldan ilerlerken bir ara kuzey-doğu yönünde çıkacağımız zirve kütlesinin bir parçası görünüyor.
KÜÇÜK HACET ZİRVESİ UZAKLARDAN GÖZÜKÜYOR
Yoldan devam ederken, bir ara vücut ısımız arttığı için üstümüzdekileri çıkartıyoruz ve yola öyle devam ediyoruz. Yol büyük bir genişliğin ortasına ulaşınca da yine güneşi kaybedip, üşüyoruz. Bunun üzerine ekip tekrar durup, üst giyimi yapıyor.
ÜST BAŞ DEĞİŞİMİ YAPILIYOR
Herkes tekrar montlarını ve eldivenlerini giydikten sonra rota artık  orman içinde yükselerek devam ediyor. Yükselmeye başladığımız yer 1815 mt yükseklikte bulunuyor. Tek sıra konumuna geçerek orman içinde yükselmeye başlıyoruz. Orman genelde köknar ağaçlarıyla bezenmiş gibi gözüküyor .
TEK SIRA İLERLİYORUZ
Ayaklarımızın altında geceden kalan kırağının yumuşaklığı ile, önümüzdeki arkamızdaki arkadaşlarla sohbet ederek yükseliyoruz.
DAHA YÜKSEKLERE DOĞRU
Orman içinde belirli bir noktaya yükselince, grubun tüm elemanlarının bir araya gelmesi için bekliyoruz. Ayhan bu mola sırasında bize bazı bilgiler veriyor.
MOLA SIRASINDA AYHAN BİLGİLENDİRME YAPIYOR
Bir ara bu ilk molada bulunduğumuz yerden güney-doğu yönüne baktığımızda her yerin bulutlarla kaplı olduğunu görüyoruz. Ve bu görüntü herkesi heyecanlandırıyor. Herkes fotoğraf makinesine saldırıp, bu görüntünün şahidi olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.
UZAKLARDA BİR YERLERDE BULUTTAN BİR ÖRTÜ VAR
Dinlenme ve fotoğraf çekimi bitince de biraz daha fazla bir eğimle yükselmeye başlıyoruz.
EĞİM ARTIYOR
Eğim artsa da bizim gibi her hafta dağda, tepede olanlar için bugünkü rota fazla esaslı gözükmüyor. Sanki dağda değil de bir trekking faaliyetindeymişiz gibi hissediyoruz. Bu sebeple biraz daha rahat mı ilerliyoruz, bilmiyorum.
İlk yükselme bitince, bir düzlüğe varıyoruz. Buraya "Sembolik Zirve" deniliyor. Uludağ'ın Keşiş Tepesi gibi sayılabilir. Aslında her ikisine de çıkanlar bilirler. Rota açısından Uludağ Keşiş Tepe ve Küçük Hacet Tepe oldukça benzer gözüküyorlar.
Bu düzlükte aşağıdayken, ağaçların arasındayken şahit olduğumuz manzara daha bir ortaya çıkıyor. Bunun üzerine grup fotoğrafı çektirelim diyoruz. Hangi tarafa sırtımızı verelim derken, Sembolik Zirve sahnesinde bir o yana bir bu yana geçişler oluyor.
İLK FOTOĞRAFTA FAZLA KİMSE OLMUYOR
TÜM EKİP BİR ARADA SEMBOLİK ZİRVEDE
Sembolik zirvede asıl önemli olan bence hedefimizdeki dağın gerçekten elimizi uzatsak, tutabileceğimizi hissedecek kadar net ve yakın gözükmesidir.
ZİRVEYE ÇOK MU YAKLAŞTIK YOKSA?
Zirve bu kadar yakın gözükünce, grupta ufak da olsa bir rahatlama oluyor tabi ki. Herkes bu sebeple manzaranın ve anın tadını çıkartıyor.
ZİRVEYE DOĞRU DOSTLARLA FOTOĞRAF
Bulunduğumuz yer 50-100 mt lik düz bir kütle zemini. Bu sebeple biraz ilerliyoruz manzara yine güzel görüntüler veriyor. Burayı geçene kadar bol bol fotoğraf çekimi yapılıyor.
YİNE Mİ FOTOĞRAF
Sonunda bu bölümü trekking havasında hafif bir eğimle inmeye başlıyoruz.
İNİŞE GEÇENLERDEN BAZILARI
B
u inişe geçtiğimiz kısım hafif çukur bir tepsi gibi gözüküyor. Çünkü inişe geçtikten bir süre sonra da aynı eğimle yukarı çıkıyoruz. Ayaklarımızın altında daha önce de bahsettiğimiz gibi Ilgaz'ın zengin kaynaklarıyla beslenen çeşit çeşit otu görebilirsiniz. Özellikle gevenler yürürken size oldukça yumuşak bir his veriyorlar. Çok hoş oluyor doğrusu.
YÜKSELMEYE DEVAM
Bu ilerlediğimiz bölüm dağın ana kütlesinden önceki en yeşillikli bölge diyebiliriz. Bu bölümü geçerek dağın kütlesine ulaşacağımız yere ineceğiz.
İLERLEMEYE DEVAM EDİYORUZ
Ama önce ekipten tek sıraya girmelerini istiyoruz. Ve tek sıra yürümek hakkında küçük bir bilgilendirme yapmak istiyorum.
Özellikle dağ çıkışlarında en önemli hususlardan birisi ekip halinde tek sıra olarak yürümektir. Bu yürüyüş ekibin belli bir tempoda ve düzende yürümesine yardımcı olur. Yani ekip içi birlikteliği düzenler. Ekipte düzen olunca da faaliyet daha düzgün seyreder. Bu düzen vücut enerjimizi daha iyi kontrol etmemizi sağladığından da daha uzun yürüyüş yapmamızı sağlar. Ayrıca tek sıra yürüyüşü kaygan ve taşlı zeminlerde yürürken de oldukça önemlidir.
DOĞADA TEK SIRA YÜRÜMEK ÖNEMLİDİR
TEK SIRA YÜRÜMEYE DEVAM EDİLİYOR
Tek sıra yürümenin bir faydası da ekip içi haberleşmeye imkan sağlamasıdır.
Özellikle taş düşebilecek, tehlikeli, dar  yerlerden geçerken herkesin önündeki ve arkadakine iletmesiyle gerçekleşir. Bağırmadan gerçekleşecek bu haberleşme sayesinde de bazı zayıf taşların düşmesini engelleyebiliriz diye düşünüyorum. 
Tek sıra yürümenin bir başka önemi de doğada farklı patika yollar açmayarak, yaşayan canlılara zarar vermemektir.
Bu önemli yürüyüş tekniğinin önemini ne kadar vurgularsak vurgulayalım ekip elemanlarımızın bir türlü bunu uygulamaya geçemeyişi bizim ara sıra tek sıra yürüme konusunda uyarı yapmamıza sebep oluyor. Umarım gelecek çıkışlarımızda bu konuda daha bilinçli olabiliriz.
GRUP ŞİMDİLİK DÜZENİ BOZMADAN İLERLİYOR
Bu sırada bu çalılık geçişi tamamlayınca saat 09:00 da, 2122 mt de ikinci molamızı verip, bir şeyler atıştırıyoruz.
2. MOLA SIRASINDA
Gps i kontrol ettiğimizde 5 km yürüdüğümüzü görüyoruz. Gruptan "Bu beş km nasıl geçti,  hiç anlamadık."   gibi söylemler kulağımıza geliyor, gülüyoruz. Bulunduğumuz yerden ise  manzara oldukça güzel gözüküyor. Bu güzel mekanda ve anda olmaktan herkesin mutlu olduğunu gözlemlemek bizim için hiç de zor değil.

BULUNDUĞUMUZ YERDEN UZAKLARA BAKIŞ
Mola sonrası hafif bir eğimle artık dağın ana kütlesine başlayacağımız çukura ulaşacağız.
SON İNİŞ GÜZERGAHI
EKİP İNİŞE BAŞLIYOR
İnerken karşımızda yükselen koca kütle hepimizin ona bakmasına sebep oluyor. Bu inişi tamamlayıp, ona çıkmak hepimizi heyecanlandırıyor.
BİRAZ İNECEĞİZ, BİRAZ ÇIKACAĞIZ
Bu arada zirvede açmak için yaptırdığımız afişi yol boyunca sağ olsun Barış taşıyor.
BARIŞ VE SIRTINDAKİ AFİŞİMİZ
Bulunduğumuz yerden inişi tamamlayınca dağ ile iniş yaptığımız yer arasında 2090 mt de bir çukurluk ya da düzlük meydana geliyor. Ekibin bir bölümü buradan biraz yükselip, diğer ekip elemanlarını bekliyor.
ÖNCÜ EKİP DİĞERLERİNİ BEKLİYOR
Biraz daha yüksekte olduğumuz için arkadan gelenlerle indiğimiz yerin ve geçtiğimiz düzlük alanın görünümü daha iyi oluyor.
İNİŞ YAPTIĞIMIZ YERİN GÖRÜNÜMÜ
Arkadaki ekip yavaş yavaş bizim yanımıza yükselmeye başlıyor. Uzaktan çok hoş gözüküyorlar.
ARKADAKİ EKİP YAVAŞ YAVAŞ YÜKSELİYOR
Dağın bu bölümünde oldukça ilginç ağaçlar görebilirsiniz. Kuzeyden gelen rüzgarın, yağmurun ve belki de şimşeklerin şekillendirdiği oldukça ilginç ağaçlar bunlar.

ETRAFTAKİ AĞAÇLARDAN BİR GÖRÜNÜM
DOĞAL ŞARTLARIN ETKİLERİ İLE  BİR AĞACA 
Tüm ekip birbirini bulunca yükselen sırta doğru bir grup fotoğrafı çektiriyoruz.
GRUBUN SIRTA DOĞRU FOTOĞRAFI-SAAT 09:20
Ve artık dağ kütlesi üzerinde kimimiz önde kimimiz arkada yükselmeye başlıyoruz.
YÜKSELMEYE DEVAM
Gelirken izlediğimiz yol ve arkada kalan manzara şimdi her durduğumuzda bizim seyir alanımız oluyor.
ARKALARA DOĞRU BAKIŞ ATIYORUZ
Yükselirken kimimiz iç sessizliğine bürünürken, kimimiz sohbet ediyor, kimimiz gps rotası tartışıyor.
KAFA KAFAYA VERMİŞ NE TARTIŞIYORLAR ACABA ?
Öyle ya da böyle yükselmemiz gereken 500 mt lik bir irtifa var. Bunun için sürekli yükselmemiz gereken bir eğimde ilerliyoruz.
HA GAYRET AZ KALDI
Bir çok dağda olduğu gibi Küçük Hacet Tepe'de yükseltileri ile bizimle dalga geçiyor dostlar. Bir seti aşıyorsun bir diğeri çıkıyor. Bir set aştıktan sonra biz de 2490 mt de 3. molamızı veriyoruz.
3. MOLA SAAT 09:40
Atıştırmalık bir şeyler yeniyor, su içiliyor, sıcaktan iyice bunalan bazı arkadaşlarımız da içliklerini çıkartıyorlar. Oturup rahatlayanlar da bir yandan en yakınındakiyle sohbet etmeye başlıyor.
SOHBET MUHABBET
Molada altımızda kalan manzaranın keyfine doyum yok doğrusu.
MOLA ANIMIZDAN BAŞKA BİR GÖRÜNÜM
Bu mola zirveye kadar son molamız oluyor. Bundan sonra rota üzerinde ara ara oldukça büyük taş parçaları görüyoruz.
İRİ İRİ TAŞLARI GEÇİYORUZ
Bu taşlı bölümü geçince karşımıza "Acaba zirve midir?" dedirtecek yükseltili bir bölüm çıkıyor.
ACABA ÖNÜMÜZDEKİ ZİRVE MİDİR?
Önden ilerleyen Ayhan'ı takip ettiğimizde önümüzdeki yükseltinin de zirve olmadığını anlıyoruz. Çünkü hafif sağ yaparak ilerlediğini görüyoruz. Karşımıza çıkan setlerden biri gibi gözüküyor. Ama büyük olasılıkla yine de son set olmalı diye bahsediyoruz.. 
Bir ara arkama doğru göz atıyorum. Herkesi sıra sıra yükselirken görüyorum.
SON ETAPLAR DAYANIN ARKADAŞLAR
İlk ekip zirveye varıyoruz. Melih hemen Gps ini çıkartıyor ve zirve bilgilerinin fotoğrafını çekiyoruz.
ZİRVENİN GPS VERİLERİ
Saat tam 10:30 da zirveye varıyoruz. Toplamda 7,14 km yürüyüşle 2540 mt ye çıkıyoruz. Tüm ekibin gelmesini bekliyoruz.
EKİP YAVAŞ YAVAŞ ZİRVEYE VARIYOR
   Zirve geniş bir düzlükten oluşuyor. Rüzgardan korunmak için ara ara taşlarla çukurlar oluşturulmuş. Aslında oldukça da sert bir rüzgarı var. Serdar ve Hasan rüzgardan korunmak için hemen bir çukura atmışlar bile kendilerini. 
SERDAR VE HASAN ÇUKURDA BEKLİYORLAR
   Diğer ekip elemanlarını beklerken üşüyüp, hemen üst montlarımızı giyiyor, eldivenlerimizi takıyoruz. Tüm ekip gelince de toplu zirve fotoğrafı çektiriyoruz.
TREK BEŞBİN ILGAZ-KÜÇÜK HACET TEPE ZİRVESİ'NDE
   Tüm ekip günün anlam ve önemini gösteren afişimizi elden ele dolaştırarak fotoğraf çektiriyoruz.
ÖNCE AYHAN VE BEN
SONRA GÜVEN VE AYHAN
KEMAL VE MELİH
UĞUR AĞABEY VE MELİH
BETÜL VE GAZANFER AİLESİ
EMRE VE SEVGİ
Fotoğraf çekimi bitince zirvenin bir alt setinde yemek yiyelim diyoruz. Bu sebeple biraz aşağıya inmeye karar veriyoruz. Fakat bulunduğumuz Küçük Hacet Tepe Zirvesi'nden Büyük Hacet Tepe Zirvesi'ni fotoğraflamak da istediğimizden Melih ile yemekten sonra geliriz diye anlaşıyoruz.
ZİRVEDE YEMEK KEYFİ
    Yemek keyfi diyorum. Çünkü herkes de farklı farklı şeyler var. Örneğin tam önümde bulunan Uğur Ağabey hakiki Kars balını ekmeğine döküyor.
UĞUR AĞABEY KAHVALTIDA
Sandviçler yeniliyor,biberler yeniliyor, çaylar içiliyor, armut gazozları içiliyor, demirhindi şerbetleri içiliyor. Bu yükseklikte tam bir keyif  yani. 
    Yemeğimizi yeyince biz Melih'le diğer zirveyi gözlemek için yukarı gidiyoruz. Çıktığımız yerden gerçekten Büyük Hacet Zirvesi çok güzel gözüküyor.
ILGAZ-BÜYÜK HACET ZİVESİ-2587 mt
  Büyük Hacet Zirvesi'ni daha iyi görmek istediğimiz yer az önce tüm grubun çıkmış olduğu yere göre daha yüksek gibi gözüktüğünden Melih gpsine bakıyor. Ve tahmin ettiğimiz gibi bulunduğumuz yer 2540 olarak ölçtüğümüz diğer yere göre 8 mt daha yüksek gözüküyor.
KÜÇÜK HACET'İN GERÇEK ZİRVESİ-2548 mt
   Etrafa 360 derece göz atıp, manzaranın tadını çıkartıyor ve fotoğraf çekiyoruz.
ÇOK GÜZEL BİR MANZARA VAR
Büyük Hacet Zirvesi'ne  de selam verip bulunduğumuz zirvede klasik zirve fotoğrafımızı çektiriyoruz.
ÖNCE AL BAYRAĞIMIZLA BEN
SONRA DA MELİH KÜÇÜK HACET TEPE'DE
Artık inişe geçme zamanı diyerek, grubun yanına ilerliyoruz. Biz grubun yanına gittiğimizde bazı arkadaşlarımız inişe geçmeye başlıyor bile.
İNİŞ HAZIRLIKLARI BAŞLIYOR
     Tam olarak kalkışımızı 11:30 da yapıyoruz. Her zaman ki gibi iniş oldukça hızlı ilerliyor.
İNİŞE GEÇİYORUZ
Dağın 2090 mt deki düzlüğüne yani ormanlık çıkışa geçinceye kadar biraz daha dik bir inişimiz olacak.
DİK BİR İNİŞ YAPIYORUZ
Bir ara arkamdan bir ses duyuyorum. " Bu kaçıncı zirven? "diye . Soruya muhattap olan arkadaşım da cevap veriyor. Ben de başka bir arkadaşıma aynı soruyu soruyorum. Bana "Ben çıktığım zirveleri saymam, manzarayı görmek için zirve yapıyorum." diyor. Önce "Bir manzara için bu kadar zahmet çekilir mi?" diyorum içimden. Sonra da kendime aynı soruyu soruyorum. "Ben neden dağa çıkıyorum" diye. Hiç düşündünüz mü arkadaşlar "Neden dağa çıkmayı arzuluyor ve peşinden koşuyorsunuz ?" .
   Bu soruyu sevgili akıl hocam Betül'le birkaç defa tartışmışızdır. Sanırım biz cevabımızı az da olsa bulduk ve kendimize itiraf etik. Umarım sizler de bu hususta düşünürsünüz. Çünkü gerçekten kendinizle ilgili bir takım şeylerin farkına varıyorsunuz.
   Kafamda bu düşüncelerle ilerlerken iniş yaptığımız aklıma geliyor. İnişler her zaman dizleri ve bacakları daha fazla zorladığından ve vücutta çıkışa göre daha yorgun olduğundan inişi aceleye almaktansa dikkatli inmek ve odaklanmak daha doğru oluyor. Hem de bu güzel havanın ve dağdaki manzaranın tadını çıkartabileceğiniz görsellikler de her daim inişte karşınıza çıkıyor.
BU BÖLÜMÜN İNİŞİ NEREDEYSE BİTİYOR
  Çukurluk alana gelmeden bir ara küçük bir mola veriyoruz. Kendini orijinal ağaç dalları üzerine atan Serdar'ın görünümü de oldukça hoş gözüküyor.
PARÇALANMIŞ BİR AĞAÇ DALINDA SERDAR
Artık dağın iki yakasını birbirine bağlayan düzlük bölümdeyiz. Hemen yanım sıra yürüyen doğa ve insanlığa duyarlı arkadaşımız Güven'in t-shirt ü ve elindeki asa gözüme takılıyor.
GÜVEN "MADENE HAYIR" DİYOR
Bu düzlük bölümü geçince sabah iniş yaptığımız ve ormanın başladığı bölüme doğru yükseliyoruz. Yükseltiyi çıkıp, otların arasında saat 12:30 da bir mola veriyoruz. Meyve saati gelmiş gibi herkes mandalina ve elma yemeye çalışıyor.
MOLADA DİNLENME
Mola sonrası ormanlık bölümün içlerine dalıyoruz. Yani çıkış rotamızı aynen geri dönüyoruz.
ORMANLIK ALANDAN İNİŞ
Ormanlık alanda ilerlerken grup birbirini kaybetmemek adına biraz bekleme yapıyor. Bu bekleme sırasında da Melih de ara ara bize gps verilerini aktarmaya devam ediyor.
SÖYLE BİZE GPS NEREDEYİZ?
Tabi ağaçların arasından bunca kişinin dağınık bir şekilde ilerlemesi pek kolay olmuyor. Yine tek sıra olmayı unutmuşuz.
ORMANIN İÇİNE İÇİNE İLERLİYORUZ
  Bir ara bir açıklıktan bizim ekipten halay çeken birileri görüyoruz. Şaşırıyoruz. İçlerinden birini görünce daha da şaşırıyoruz. Ayhan ekibin ortasına girmiş halay çekiyor. Herkes birbirine " Ne içti acaba Ayhan ağabey?" demeden edemiyor.
HALAY EKİBİ PEK BİR EĞLENİYOR GİBİ
     Ekibin keyfi yerinde. Güzel bir havada anlamlı bir zirve çıkışı yapılmış daha ne olsun. 
    Bu arada inişe devam ederken artık ağaçların arasından sabah geldiğimiz toprak yol gözükünce mutlu oluyoruz.
YOL UZAKLARDAN GÖRÜNÜYOR
    Ağaçları geçip, düzlüğe inerken yine karşımızda bir dans havasıdır gidiyor.
GÖZLERİMİZE İNANAMIYORUZ
BU AYHAN MI YOKSA? 
 Gözlerimizi ovuşturuyoruz. Vallahi o, Ayhan. Ben de düşünmeden edemiyorum; "Zirvede içtiğimiz armutlu gazozun bünyeye bir ters etkisi mi acaba?" Çünkü Ayhan'ı oynarken görmek bir mucize. Gözlerime inanamıyorum. Ama bir süre sonra bu dans etme havası tüm ekibe bulaşıyor.
GÜVEN'E DE BULAŞTI
MELİH'İ DE KAYBETTİK
     Artık yolun kenarında, bu eğlenceli dakikaları biraz soluklanarak geçirelim istiyoruz. Sabah ormana girdiğimizde üzerinde kırağı olan şimdiyse sıcaktan çıtırdayan otların üstüne kendimizi atıyoruz.
SON MOLAMIZ-MUTLUYUZ
    Oturduğumuz yer 1815 mt de bulunuyor. Ve saatlerimiz 13:30 u gösterirken 12,6 km yol yürüdüğümüzü öğreniyoruz. Saat 15:00 de geleceğiz dediğimiz İhsan Ağabeyi de erken gelmesi için aramayı unutmuyoruz.
  Mola sonrası güzel, toprak yoldan ilerliyoruz. Oldukça keyifli bir yürüyüş yapıyoruz. 
TOPRAK YOLDAN İLERLİYORUZ
    Öyle keyfimiz yerinde ve dalgınız ki önden giden Ayhanları kaçırıp, bir ara rotanın dışına çıkıyoruz, yanlışlıkla sola döndüğümüzü sağ olsun Melih fark ediyor. Gerisin geriye dönüp rotaya giriyoruz. Ve saat 14:20 de sabah başladığımız yere İhsan kaptanın yanına varıyoruz.
BİTİŞTEKİ GPS VERİLERİ
  Toplamda 15,4 km yaparak 7,5 saatte faaliyeti bitiriyoruz. Çıkışımızı 3,5 saatte, inişimizi 3 saatte yapıyoruz. Toplamda iki saat durduğumuzu öğreniyoruz. Tabi ki  havanın güzel olması sebebiyle verilen uzun molalar sayesinde faaliyet saati uzuyor ama bu güzel havada acelemiz olmadığını düşünüyoruz.
  Sizlere zirve rota bilgisini harita olarak da göstermek istiyorum. Böylelikle yürüdüğümüz ve çıkış yaptığımız yerler daha bir net olacak gözünüzde.
KÜÇÜK HACET ZİRVE ROTASI
  Kazasız, belasız güzel ve anlamlı bir zirve çıkışı yapmanın mutluluğu içindeyiz. Tüm ekip temiz kıyafetlerini giyerek, sabırsızlıkla Ilgaz merkeze gidip, yemek yeme derdine düşmüş bile. Sevgili İhsan ağabeyin sayesinde Ilgaz'da yeni açılmış bir restorana gidiyoruz. Herkes masalara yerleşiyor ve kurtlar gibi yemeğe saldırıyor.
MELİH, BARIŞ, BETÜL VE  AYHAN
HALUK VE EMRE
SEVGİ
UYKU HAPI GENÇLERİ :),  EYÜP VE MERT
NİMET, KEMAL, NALAN VE MUSTAFA AĞABEY
NEJAT, HASAN VE SERDAR
UĞUR AĞABEY, GÜVEN, SEVDA VE SÜREYYA BEY
VE BENDENİZ
     Yemekler yendi, karınlar doydu artık yola düşme vaktidir. Geldiğimiz gibi saat 16:00 da dönüşe geçiyoruz. Yahya Kemal'e atıfta bulunursak Ilgaz'a gitmenin en güzel yanı İstanbul'a geri dönmektir dostlar.

ILGAZ'DAN İSTANBUL'A-9 KASIM-2013
     Yol uzun. Ne yapmalı ? Ne etmeli? Biraz dinlenmeli diyenler çoğunlukta gibi gözüküyor. Bu sebeple ekibin çoğu uykuya teslim oluyor.
KEMAL KOLTUĞUNA YASLANIP, GÜZELLİK UYKUSUNA YATMIŞ BİLE
    Bir süre sonra dinlenenler de uyanınca  yol sohbeti kaldığı yerden devam ediyor. Güle eğlene saat 19:15 te bir gece önce yolun karşı tarafında mola verdiğimiz İsmail'in Yeri'ne geliyoruz. Çaylar eşliğinde, dinleniyoruz.
İSMAİL'İN YERİ SON MOLA
     Saat 22:00 civarı İstanbul'a ulaşıyoruz. Sorunsuz, anlamlı ve güzel geçen bu etkinlikteki tüm ekip arkadaşlarımıza ve rehberlerimiz Ayhan ve Güven'e teşekkürlerimizi sunuyoruz. Nice güzel ve zorlu zirvede birlikte olmak dileğiyle.

    Unutmayalım ki; Dağlar dilsiz öğretmenlerdir. Yetiştirdiği ustalar da suskun olur. Zirvelerimiz daim olsun arkadaşlar. Görüşmek üzere.

Şenay KILIÇ


KÜÇÜK HACET ZİRVE RAPORU
Başlama Saati-07:00
Zirveye Varış-10:30
Bitirme Saati-14:20
Toplam km-15,4 km
Toplam Bekleme-2 saat
Hava-Açık ve güneşli


Hiç yorum yok: