25 Temmuz 2014 Cuma

BÜYÜK DEMİRKAZIK TIRMANIŞI-3756 mt - 19-20 TEMMUZ 2014























Yıllık tırmanış programımızın haziran ayı 3. faaliyeti bizi oldukça heyecanlandıran Büyük Demirkazık Dağı'na aitti. 19 Temmuz sabahı Ayhan Kılıç, Çağın Ağın, Barış Tuncaboylu ve ben Şenay Kılıç'tan oluşan ekibimiz sabah 06:15 te İstanbul'dan Adana'ya uçtuk. Hava alanından çantalarımızı alıp, dışarı çıktığımızda saatlerimiz 07:30 u gösteriyordu.

Hiç oyalanmadan daha önceden kiraladığımız araçla Adana'dan Niğde'ye bağlı 1600 metrelerdeki Çamardı Köyü'ne doğru yola çıkıyoruz.
ARABAMIZ VE EKİBİN ERKEK ÜYELERİ HAZIR
Saat 07:45 te hava alanından ayrılıyoruz. Adana şehir içinden ayrıldıktan sonra yol üzerindeki bir tesiste saat 08:15 itibariyle güzel bir kahvaltı yapıyoruz.
KAHVALTI SAATİMİZ GELDİ

Yaklaşık iki saat süren bir yolculuk sonrası saat 10:30 da Çukurbağ Köyü'ne, traktörcümüz Mehmet Şenol'un evine varıyoruz. Mehmet Şenol'un annesi enfes kokulu bir vişne reçelini hazırlamakla uğraşıyordu.
ENFES BİR VİŞNE REÇELİ
Bir sabah çayı içimi ve sohbet sonrası Mehmet Şenol Demirkazık Dağ Evi'nin üstlerinden doğru saat 12:00 da bizi  2000 metrelerde bulunan Sokullu Pınar Yaylası'na bırakıyor. Gidip, alması gereken başka bir ekip daha olduğu için biz Sokullu Pınar'da bir süre onu bekliyoruz. Kızgın öğlen güneşinden ancak Sobek'in kıl çadırının altına girerek biraz olsun kurtuluyoruz.
SOKULLU PINAR'DA SOBEK'İN KIL ÇADIRI
Bu sırada Milli Park görevlileri tüm yeni gelen ekipleri dolaşıp, giriş ücreti alıyorlar. Eğer lisansınız yoksa kişi başı 4 tl kendiniz için, 7 tl de gece başı çadırınız için veriyorsunuz. Biz  lisansımızı gösterdiğimiz için herhangi bir ödeme yapmıyoruz.

Saat 12:45 te Sokullu Pınar'dan tekrar traktöre binip, 2200 metrelerdeki Arpalık'a doğru yola çıkıyoruz.
TRAKTÖR TEKRAR YÜKLENİYOR
Tam öğle güneşi altında yaptığımız bu yolculuk  gerçekten hepimizi etkiliyor. Saat 13:00 da Arpalık'a varıyoruz ve hemen yürümeye başlıyoruz.
ARPALIK'TAN YÜRÜYÜŞ BAŞLAR

Solumuzda Cımbar Vadisi bizden her adımda uzaklaşırken bizler öğle sıcağında kamp alanımıza doğru yükseliyoruz. Kamp yüklerimizi sıcağı görünce katırlara yüklemenin çok iyi bir fikir olduğunu yürürken bir kere daha anlıyoruz.
YUKARILARA DOĞRU
Biz bugün ekip olarak beş ana vadi grubuna ayrılan Aladağlar'ın kuzey bölgesine doğru ilerleyeceğiz. Solumuzda kalan Cimbar Vadisi'ni geçerek yine aslında Cimbar'ın içinde, sağda kalan ve  2600 metrelerde bulunan Tekepınarı Yaylası'na doğru ilerleyeceğiz. Ama önce dar bir bacayı inerek üst vadiye geçmemiz gerekiyor. Bir 45 dakikalık yürüyüşle saat 13:45 te dar geçide varıyoruz.
DAR GEÇİTTE AYHAN
Geçidi geçince zaten Tekepınarı Yaylası'nı görüyoruz ve yıl boyu akan soğuk suyuyla rahatlıyoruz. Tekepınarı Yaylası Küçük Demirkazık Dağı'nın hemen sol komşusu oluyor. Yani dağın kuzey ve ya doğu yüzüne denk geliyor.
TEKEPINARI YAYLASINA DOĞRU

Tekepınarı'nda biraz durup, mola veriyoruz. İlk planımız burada kamp atmaktı ama şimdi katır tutunca Obayeri'ne gitmenin daha mantıklı olduğuna karar verip, yürümeye devam ediyoruz.
TEKEPINARI'NDAN YUKARILARA DOĞRU
İlerlediğimiz yükselti boyunca önce Tekepınarı Yaylası'nı geçiyoruz. Sonra kamp atmaya karar verdiğimiz 2850 metrelerdeki Obayeri Yaylası'na ulaşacağız. En son bölümde de Çağal Yaylası bulunuyor. Burada yaylayla aynı adlı bir göl ve hemen dibinde yükselen Çağalınbaşı Dağı vardır.

Güzergahtaki patika yol o kadar bariz ki rehberiniz olmadan bile bu yolu aşıp, istediğiniz bir yaylaya ulaşabilirsiniz.
BİR ÜST YAYLAYA DOĞRU
Kamp yükümüzü yüklenen Mehmet Şenol'un oğlu Recep yanımızdan bir hızla geçip gidiveriyor. Onun bu cengaver hali hepimizin çok hoşuna gidiyor.
GELECEĞİN MEHMET ŞENOL'U, RECEP

Nihayet saat 15:00 da kamp yerimiz Obayeri Yaylası'na varıyoruz. Yaylada çobanlık yapan Salih'le selamlaştıktan sonra hemen çadırlarımızı kurmaya girişiyoruz.

Ama bir yandan da etrafımızda yükselen irili ufaklı dağ kütlelerine bakmadan edemiyoruz. Çünkü etrafımız 3000 metrenin üstü birçok zirveyi barındırıyor. Çıkış yönümüzün yani yürüdüğümüz yolun tam karşısında bulunan sıra kütleleri sizlere göstermek isterim.
TAM KARŞIMIZDAKİ DAĞLAR
Yürüyüş rotamızın ve kamp yerimizin solunda bulunan dağları da sizlere göstermeli diyorum.
SOL BÖLGEDE KALANLAR
Nihayet çadırlarımızı karşımızda Demirkazık manzarasıyla kuruyoruz ve hemen biraz dinlenmek için saat 16:00 da hepimiz tulumlarımızın içine giriyoruz.
ÇADIRLAR KURULDU, UYKU VAKTİ

Biz içeri girer girmez atıştırmaya başlayan yağmur hepimizin canını sıkıyor. Zira yarın ilerleyeceğimiz etap yamaç kaya şeklinde olduğundan ıslak zeminde çıkış yapmak imkansız bir şey gibi gözüküyor. Kötü düşünmemeye çalışarak üç saate yakın dinleniyoruz.
Saatlerimiz 19:00 ı gösterirken akşam yemeği hazırlığına başlıyoruz. Biz Kılıçlar yemekte bulgur pilavı ve pilaki yerken arkadaşlarımız sandviçlerini yiyorlar.
YEMEK ZAMANI

Ekip olarak yemeğimizi yiyor, sıcak çaylarımızı içiyor ve sabah kalkış saatini kararlaştırıyoruz. Saat 20:30 da kesin sessizlikle sabah 03:00 de kalkmak üzere anlaşıp, uyumaya geçiyoruz.

Fakat bütün gece aralıklarla yağan yağmur moralimizi çok bozuyor. Saat 02:00 da hazırlanmak için kalktığımızda 03:00 hareket saatini yağmur nedeniyle 03:30 a aldığımızda kimsenin sesi çıkmıyor ama hepimizi Büyük Demirkazık zirve çıkışımızın hayal olmasıyla sonuçlanacağı düşüncesi çoktan sarıyor bile. Ekipte derin bir sessizlik var anlayacağınız.

Saat 03:30 da ekibimiz her şeye rağmen yola çıkmak için hazır. Çıkışı başarıyla yapıp, yapamayacağımızın düşünceleri ile gecenin karanlığında önce Büyük Demirkazık doğu çarşağına varıyoruz. Tabi o ünlü duvarı gece karanlığında göremiyoruz ama yükselmeye devam ediyoruz. Gün ağarırken ara ara yağmur tanelerinin atması nasıl canımızı acıtıyor bir bilseniz. Başka bir dağda olsak isterse kar, fırtına olsun ama burası cidden farklı. Zeminin kaygan olmaması gerekiyor.

Tüm bu düşüncelerle nihayet saat 05:30 da 3300 metrelerdeki bivak yerine varıyoruz. Rehberimiz Ayhan yağan yağmur nedeniyle buraya kadar tüm çıkış boyunca "Kararımızı bivak yerinde veririz." dedikçe içimden olumlu şeyler düşünmeye ve zirveye hedeflenmeye çalıştığım anları hala canlı bir şekilde hissediyorum.
BÜYÜK DEMİRKAZIK BİVAK YERİ

Biraz bir şeyler atıştırdıktan sonra gökyüzüne bakıp, dağın güney taraftan doğru kara bulutlardan kurtulmaya başladığını görüp, devam etme kararı alıyoruz. Bu karar tüm ekibe dağa daha bir sıkı sarılma hissi veriyor. Bu sebeple saat 05:50 de hiç oyalanmadan, herhangi bir yağmur durumu ile karşılaşmamak için yola devam ediyoruz.
BİVAK YERİNDEN DAĞIN ANA TIRMANIŞ KÜTLESİNE DOĞRU

Artık tırmanış külahı gözlerimizin önündeyken ayaklarımzın altındaki çarşak ve yürüyüşü kolay olan zemin birden Çağın'la bana Büyük Demirkazık'ı küçümsetiyor. "Herkesin öve öve bitiremediği Büyük Demirkazık bu muymuş?" diyoruz.
ÇARŞAKLI BÖLÜM VE KÜLAH GÖZÜKTÜ
Hemen alelacele tırmanmak istiyoruz. Ama Ayhan "Acele etmeyin! Sakin olun! " deyip, bizi yavaşlatıyor. Yavaş yavaş bu çarşaklı etapta ilerliyoruz.
KÜLAHA DOĞRU İLERLİYORUZ

İlerlediğimiz rota zemini nedeniyle şu an rahat olsa da eğim yine de oldukça fazla gözüküyor.
YÜKSELİRKEN BARIŞ

Ne kadar aşağılardan kolay aşılacak gibi gözükse de bir süre sonra ayaklarımızın altındaki rahat ilerleyen çarşak zemin yok oluyor ve yamaç şeklinde, oldukça eğimli bir tırmanış zemini ortaya çıkıyor.
ÇARŞAK ZEMİNİN SON BULDUĞU AN
ARTIK DİK BİR KAYA ETABIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ

Elimizdeki gps rotasını takip etsek de, basacak yer bulamamak bazen yükselmemizi zorlaştırıyor.  Bir süre sonra yanımızda boşluk hissi yaratan 700 metrelik doğu duvarına bakan bir pencere ile karşılaşıyoruz.
DOĞU DUVARINA DOĞRU BİR PENCERE
VE BOŞLUĞA MERAKLI BİZLER
Artık tamamen tırmanışın 3 nokta kuralı ötesine gidip, iki el, iki ayak keçi gibi tırmanmaya başlıyoruz.
KEÇİ MİSALİ TIRMANIŞ BAŞLAR
Bu etaba girmemiz itibariyle Barış bivak yerine geri dönme kararı alıyor ve beklemeye başlıyor. Bizse üçümüz peş peşe el ve ayaklarımızı kaya yüzeyindeki uygun yarıklara sokarak yükselmeye başlıyoruz. II., III. derecelik kaya tırmanışı ile dağın klasik rotası güney-doğu yüzünden yükseliyoruz. Yaklaşık 400 mt bu şekilde irtifa kaydedeceğiz.
II.-III DERECELİK KAYA TIRMANIŞI BAŞLIYOR
Bu anları fotoğraflamak istiyorum. Bulunduğum kayaya yapışıp, bu etaba girdiğimizde boynuma astığım makineyi ara ara kullanıyorum.

Bazen rotada tıkanıyoruz ama tekrar yola devam ediyoruz. Bu arada yağış sebebiyle hala diğer ekiplerden kimse ortalarda görünmüyor. Bu da bizi bekleme yapmayacağımız için sevindiriyor.
TIRMANIŞ DEVAM EDİYOR
Bu kayalık etabı geçmemiz tam 1 saat 45 dakika sürüyor, bizi oldukça oyalıyor.
KAYALIK ETAPTAN GÖRÜNÜM
Saat 08:20 de  kol ve bacaklarımız iyice yorulmuş bir şekilde 
zirve platosuna ulaşıyoruz. Zirve bayrağının uzaklardan dalgalandığını görüyoruz.
BÜYÜK DEMİRKAZIK ZİRVE PLATOSU
Platoya ulaşınca hepimiz rahatlıyoruz. Artık eğim çıkmadan, bir düzlükte, kısa bir kılçık geçerek zirveye saat 08:30 da varıyoruz.
ZİRVEDE BAYRAĞIMIZ DALGALANIYOR
İlk önce birbirimizi tebrik ediyoruz sonra da zirve defterine çıkışımızın kaydını yapıyoruz.
ZİRVE DEFTERİNE KAYDIMIZI YAPIYORUZ
Artık zirvede olduğumuza göre etrafa bakınmanın zamanıdır. Dört bir yana göz gezdiriyoruz.
GELDİĞİMİZ KÖYLER UZAKLARDAN GÖZÜKÜYOR
BİR KILÇIKLA GEÇİLEN KÜÇÜK ZİRVE
VE UZAKLARDA DİPSİZ GÖL
Sıra fotoğraf çekimine geliyor. Önce ben Ayhan ve Çağın'ı çekiyorum. Sonra da Çağın bizi çekiyor.
AYHAN VE ÇAĞIN BÜYÜK DEMİRKAZIK ZİRVESİ'NDE
VE AYHAN VE BEN BÜYÜK DEMİRKAZIK ZİRVESİ'NDEYİZ

Bugün Ayhan ve benim 6 yıl önce Süphan Dağı'nda başlayan evliliğimizin 6.  yıl dönümü olduğundan yaptırdığımız özel afişle de günümüzü kutluyoruz.
NİCE GÜZEL ZİRVELERİMİZE
Ve bir grup fotoğrafı çektirip, yağmur gelme olasılığını da düşünerek hızlıca saat 08:50 de zirveden ayrılıyoruz.
TÜM EKİP BİR ARADAYIZ
Zirve platosunu geçip, kaya etabına girdiğimiz yerde bu eğimde iniş yapamayacağımız için 60 metrelik ipimizi açıyoruz.
İP İNİŞİ BAŞLIYOR
Aslında iki tane 60 metrelik iple gelmiştik ama Barış geri dönünce biri onda kaldı. Biz de elimizdeki ipi ortalayarak boltlardan geçirip, çift ip iniş yapmayı ve her iniş bittiğinde ipin bir ucunu çekerek inişe devam etmeyi planlıyoruz. İpin ortası bulunup, bolttan geçirilince beyler "Önce bayanlar" diyor. Böylelikle ilk olarak ben ipin sarkacak bölümünü alarak rotaya giriyorum.
ROTADA BEN
İpi aşağıya doğru biraz toparlayıp, düzelttikten sonra ipin biteceği yere uygun durabileceğim bir yer gözleyerek inişe başlıyorum. Tabi ipin bittiği yerde bir boltun olması da gerekiyor. Bir yandan da bolt gözetliyorum.
İNİŞ BAŞLAR
İpin bitişine uygun aşağıda uygun bir yerde duruyorum ve Çağın inmeye başlıyor.
BEN AŞAĞIDAYKEN ÇAĞIN İNİŞE BAŞLIYOR

Çağın'ın inişini beklerken ben de etraftaki manzarayı izliyorum. Manzara muhteşem gözüküyor.
MANZARA MUHTEŞEM
Herkes ilk ipi inince bu sefer ikinci inişe başlıyoruz. İlk önce Çağın inmeye başlıyor.
İKİNCİ İNİŞ BAŞLIYOR
3. İpe başladığımızda artık rotada aşağıda bizim inmemizi bekleyen diğer ekipler gözüküyor.
ROTADA DİĞER EKİPLER GÖZÜKÜYOR
Çağın ve ben toplam 4 iniş yapıp, kayalardan inişe geçiyoruz. Ayhan'da bize yetişmek için 5. kez ipi açıyor ve önümüze geçiyor.
AYHAN 5. KEZ İP İNİŞİ YAPIYOR
En son etapları kimi emekleyerek, kimi ters ters sürünerek inmeye çalışıyoruz.
İP İNİŞİ BİTİYOR
Biz artık dağın çarşak bölümüne ulaştığımızda diğer ekipler tırmanmaya başlıyor.
DİĞER EKİPLER YÜKSELİYOR
Çarşak bölümü geçerek sabah ayrıldığımız saatten tam altı saat sonra saat 12:00 da bivak yerine varınca Barış'ın bizi beklediğini görüyoruz. Barış'a bir hatıra fotoğrafı çektiriyoruz.
BİVAK YERİNDE MUTLUYUZ
Hemen oyalanmadan doğu çarşağından aşağı inişe geçiyoruz. Kampımızı toplayıp,  alelacele köye dönmek ve Adana yolunu tutmak zorundayız.

Saat 13:20 de kamp yerimize varıyoruz. Saat 14:00 da herkes kampı terk etmek için hazır duruma geliyor. Tam çantalarımızı yükleyip, inişe geçecekken kamp attığımız yerdeki çobanın oğlu "Katır ister misiniz?" diye yanımıza koşuyor. Biz de o yorgunlukla "Neden olmasın?" diyoruz ve eşyalarımızı katırlara yükleyiveriyoruz.

Geldiğimiz gibi önce Tekepınarını geçiyoruz, sonra dar boğazı ve Arpalık'a saat 16:00 da varıyoruz. Bizi bekleyen Mehmet Şenol'un traktörüne binip, eşsiz Aladağlar manzaraları eşliğinde saat 17:00 gibi Çukurbağ Köyü'ne varıyoruz.
ALADAĞLAR'DAN BİR GÖRÜNÜM
Dönüş yoluna hazırlık ve içilen sıcak yorgunluk çayları sonrası arabamıza binip, Adana'ya doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık iki saat süren yol sonrası zil çalan karınların sesini kesmek ve zirve kutlaması yapmak için kendimizi bir kebapçıda buluyoruz.
KURT GİBİ AÇIZ!!

Saat 20:30 da 22:15 te kalkacak uçağımız için Adana Şakir Paşa Hava Alanı'nın yolunu tutuyoruz.

Faaliyeti başarılı bir şekilde bitirdiğimiz için tüm yorgunlukların yerini yüzümüzde tatlı bir gülümsemenin almış olduğunun hepimiz farkındayız. Bir faaliyeti daha böylece bitirmiş oluyoruz. Zirvelerimiz daim olsun arkadaşlar.


Görüşmek üzere..



FAALİYET RAPORU

HAVA:Kısmen yağmurlu, bulutlu ve faaliyet sonuna doğru güneşli.
SABAH YOLA ÇIKIŞ:03:30
ZİRVEYE VARIŞ:08:30
KAMP YERİNE VARIŞ:13:20
KULLANILAN MALZEME: 60 metrelik dinamik ip, ATC, emniyet kemeri, karabina, pursik ipi,kask.
ZİRVE YAPANLAR:Ayhan KILIÇ, Çağın AĞIN, Şenay KILIÇ

YAPILAN HARCAMALAR
Uçak Bileti Kişi Başı:170 tl

Aşağıdaki harcamalar 4'e bölünecektir.
Araba Kirlama:180 tl
Otopark:60 tl
Benzin:70 tl
Sabah Kahvaltısı:40 tl
Traktör:120 tl
Katır Gidiş:150
Katır Dönüş:80
Akşam Yemeği:130
TOPLAM:830 tl

Kişi başı:210 tl düşen ücret.

Bu faaliyet kişi başı uçak+ortak masraf=170 +210=380 tl tutmuştur.

Hiç yorum yok: