Hepimizin bildiği gibi yıllardır güvenlik nedeniyle yasaklanan Cilo Dağları çözüm
süreci ile birlikte geçen seneden beri dağcılara açıldı. 1984 yılında güvenlik nedeniyle girişin yasaklandığı bu bölgeye, geçen yıl itibariyle birçok grup Cilolar'ın en yüksek zirvesine tırmanmak için akın akın gitmeye başladı. Bunu fırsat bilip, biz Trek Beşbinliler de 2014 yılı tırmanış programımıza Reşko Zirvesi'ni alıp, bu eşsiz ve bakir coğrafyayı görelim istedik.
Bölgedeki en yüksek zirve 4135 mt ile aynı zamanda ülkemizin ikinci yüksek dağı olma unvanını da taşıyor. Bu güzel zirvenin birkaç adı bulunuyor. En çok bilinen adı Kürtçe olarak Reşko'dur. Türkçe olarak ise Uludoruk olarak adlandırılıyor. Bir de Gelyaşin olarak biliniyor.
Reş Kürtçede siyah, kara anlamına geliyor. "Ko" da Farsça Koh yani dağdan geliyor. Yani Reşko "Siyah dağ" olarak anılıyor. Bunun sebebi de tektonik bir dağ olması ve yüzeyinde patlama sonucu oluşan koyu renkli kaya oluşumlarıdır. Gelyaşin ise Nasturi dilinde "Mavi Kale" anlamına geliyor.
Cilolar Güneydoğu Toroslar'ın en batı uzantısı oluyor ve Ağrı Dağı'ndan sonra en büyük buzulu olan Avaspi (Erinç-Suppadirek) buzulunu bünyesinde barındırıyor. Toplam 15 adet buzulu olduğu biliniyor ve bu buzullar üç bölgede toplanıyor. Bunlar Cilo Buzul Dağları, Sat İkikaya Dağları ve Kavuşşahap Dağları üzerindeki buzullardır.
Reşko zirvesine ilk tırmanış, 1931 senesinde Avusturyalı Ludwig Sperlich ve arkadaşı Ludwig Krenek tarafından
gerçekleştirilmiştir. Bundan sonra düzenlenen ikinci etkinlik ise, 1937 yılında
8 Eylül - 8 Ekim tarihleri arasında Berlin Üniversitesi doçentlerinden Hans
Bobek başkanlığında, 5 kişilik Alman dağcı ekip tarafından
gerçekleştirilmiş ve yıllar yılları izledikçe yasaklanana kadar birçok dağcı bu güzel zirveye gitmiş, gelmiş.
Reşko için bilmeniz gereken şeylerden biri de Türkiye Dağcılık Federasyonu'nun ambleminde karabin içindeki dağ siluetinin bu güzel dağa ait olduğudur.
 |
AMBLEMDEKİ REŞKO SİLÜETİ |
Gidenlerden Reşko için hep "Çok kolay bir zirve değil.." söylemlerini alınca biz de ekip elemanlarını seçmekte biraz seçici davranıyoruz davranmasına ama bugüne kadar bölgede yaşanan olaylar sebebiyle bu tırmanışa katılmak isteyenlerin sayısı diğer tırmanışlara göre oldukça az oluyor.
Sonunda hazırlık safhasında yaptığımız uzun yazışmalar ve fikir teatileri sonucunda 9 kişilik bir ekip oluşuyor. Ekip elemanlarımız Ayhan Kılıç, Çağın Ağın, Kemal Kaplan, Tuba Kurtberk, Ayhan Agan, Eyüpcan Çelik, Mahmut Ergenç, Hasan Rafie Hiwa ve ben Şenay Kılıç'tan oluşuyor.
Ekibin 7 kişisi İstanbul'dan giderken Mahmut ve Hasan İran'dan gruba katılacaklarını bildiriyorlar. 26 Temmuz 2014 günü sabahı tırmanış ekibindeki biz İstanbul ekibi, hava alanında buluşup, sabah 09:00 uçağı ile Van'a uçuyoruz.
İSTANBUL'DAN VAN'A
Sorunsuz bir uçuş sonrası bizi Van Hava Alanı'nda karşılayan yerel rehberimiz Kahraman Aytan'la önce tanışıyor sonra da Van merkeze doğru ilerliyoruz.
Ekibimizin İran kanadına telefonlarla bir türlü ulaşamıyoruz. Tüm çabalarımıza rağmen bağlantı kurulamayınca saat 12:00 gibi Van'dan Yüksekova'ya doğru yola çıkıyoruz.
Yolda dolaylı yönden Mahmutlarla bağlantı kurduğumuzda pasaportlarını unuttukları için sınırı geçemediklerini öğreniyor, üzülüyoruz.
Yol boyunca Kahraman Aytan hem kendini hem de bölgeyi bize tanıtmaya çalışıyor. Doğma, büyüme Yüksekovalı olan Kahraman Aytan bölgeyi oldukça iyi tanıyor. Halk oyunlarına ve çocukların eğitimine gönül veren rehberimiz bölgeye dağcılar gelip, gitmeye başladıktan sonra rehberlik yapmaya başlamış.
Van'dan Yüksekova'ya doğru giderken bir kere mola verdikten sonra 3,5 saat süren yolculuğumuz bitiyor. Saat 15:30 da Yüksekova'ya varıyoruz. Kahraman Hoca evinde üstüne değiştirirken biz de ekibimize katılacak Bayram Çini ve Gökhan Delimanlar ile tanışıyoruz. Ve bir ekip fotoğrafı çektirmeyi ihmal etmiyoruz.
 |
TREK BEŞBİN EKİBİ YÜKSEKOVA'DA |
Saat 16:00 da hiç oyalanmadan Reşko'ya doğru yola çıkıyoruz. Bir ara yükseklerden "Yüksek" diye adlandırılan bu alabildiğine geniş ovaya bakmak için duruyor ve Yüksekova'ya bakınıyoruz. Burada "Gewer" diye anılan bu ovanın adı bataklık ve yeşillik alanda kuşların barındığı sulak yer anlamına geliyormuş.
 |
YÜKSEKOVA'YA YÜKSEKTEN BAKIŞ |
Aracımıza binip sarp kayalıkların olduğu, adını çok duyduğumuz Dağlıca Vadisi'ne doğru Avaşin suyu boyunca ilerliyoruz. Ve saat 16:30 gibi Yeşiltaş Karakolu'na ulaşıyoruz. Hemen kimliklerimiz askerlere veriliyor. Askerler bizim kimliklerimizi inceleyip, çıkış programımızı kaydederken biz de karakolun dibindeki bakkaldan alışveriş yapıyoruz.
Yeşiltaş Karakolu'ndan ayrıldıktan sonra Yeşiltaş Köyü'ne askerin giriş-çıkışı beklediği telli bir kapıdan giriyoruz. Bu giriş sonrası köy, yaylalar ve dağa giden bölge bir kişiye ait olduğu bilindiğinden eğer dağa çıkmak istiyorsanız ondan izin almanız gerekiyor. Biz de Kahraman Hocamız aracılığıyla gerekeni yapıyoruz.
Saatler 17:00 ı gösterirken karakol tam karşımızda kaldığında, Dağlıca'ya giden yol manzaralı, etraftaki muhteşem kayalıklarla fotoğraf çektiriyoruz.
 |
AVAŞİN NEHRİ VE ARKADAKİ SARP DAĞLAR |
 |
AYHAN VE BEN |
 |
TÜM EKİP BİR ARADAYIZ |
Bölgeye gelen gidenler artınca Kahraman Hoca vasıtasıyla köylüler Serpil Yaylası'na giden yolu düzeltme kararı almışlar. Biz de bu yoldan minibüsümüzle ara ara durarak yükseliyoruz.
 |
ARKAMIZDA SAT DAĞLARI |
Bir süre sonra Serpil Yaylası'na giden geçide ulaşıyoruz. 2076 metredeki bu geçit yaylayla aynı adı taşıyor. Önümüzde sürüsüyle bir çoban görünce de araçtan inip, onunla sohbet etmek istiyoruz.
 |
SERPİL GEÇİDİ |
 |
KAHRAMAN HOCA VE ÇOBAN |
Bu geçit sonrası bir 5 dakika daha araca biniyoruz ve önümüzde koyun sürüsünü kovalayarak, ortasında kıl bir çadır olan ve 2200 metrede bulunan Serpil Yaylası'na saat 18:00 da ulaşıyoruz.
 |
ÖNÜMÜZDE KOYUN SÜRÜSÜ GİDİYOR |
 |
YAYLAYA DOĞRU BİRAZ YÜRÜYORUZ |
Yaylaya varır varmaz, bizler tırmanış için üstümüzü değiştirirken Kahraman Hoca hem semaverde çay hazırlıyor hem de katırcılarla ilgileniyor.
 |
SEMAVERDE ÇAY KEYFİ YAPACAĞIZ |
Herkes çıkış için hazırlanınca çantalar katırcılara veriliyor ve semaverde çayın tadına bakılıyor.
 |
EŞYALAR TEKER TEKER YÜKLENİYOR |
 |
KATIRLAR SIKI SIKI BAĞLANIYOR |
Tüm ekip saat 19:00 da yürüyüşe başlamak için kıl çadırın önünde toplanıyoruz. Reşko için hepimiz heyecanlıyız.
 |
TÜM TIRMANIŞ EKİBİ BİR ARADA |
Sol tarafımızda bugün yükselerek çıkış yapacağımız Horkadim Geçidi'nin üst bölümleri gözüküyor.
 |
İZLEYECEĞİMİZ ROTA |
Ve yürüyüş başlıyor. Bugün uzun bir yürüyüş bizi bekliyor. Serpil Yaylası'ndan tek sıra halinde yola çıkıyoruz.
 |
FAALİYET BAŞLIYOR |
Yükseleceğimiz geçide ulaşmak için önce buzullardan eriyip, gelen dereye doğru yürüyoruz.
 |
ÖNCE BİRAZ İNİŞ YAPIYORUZ |
Dereye varmadan kısa bir mola veriyor ve hemen sonrası dere geçişi yapıyoruz. Dere uzaklardan küçük gözükse de yanına geldiğimizde buzullardan eriyip, gelen ve Beyaz Su diye anılan suyun ne kadar deli aktığını görüyoruz.
 |
KISA BİR MOLA |
 |
BEYAZ SU'YU GEÇİYORUZ |
Eyüp uzun boyuyla hemen karşıya atlayıp, hepimize geçişte yardım ediyor. Herkes geçtikten sonra da yukarı geçide doğru yükselmeye başlıyoruz.
Geçidin girişi çok yüklenen atları zorluyor ve bir türlü ilerlemek istemiyorlar. Bu sebeple planımız değişiyor ve bulunduğumuz yerde kamp atmak zorunda kalıyoruz. Tüm ekip hemen çadırlarını kuruyor. Kahraman Hoca at sayısını dörde çıkartmak için Serpil Yaylası'na geri dönmek istiyor. Saat geç olduğu için de sabah dönebileceğini söylüyor.Bu arada bir katırcıyla kampta kalan bizleri bölgedeki ayılara ve tepelerde göreceğimiz ışıklara karşı korkmamamız için uyarıyor. Tüm gün ayıların özellikle bayanların çadırlarına gelmesi sohbet konularımızdan biri olduğundan tek kalan Tuba'yı ortamıza alıp, saat 20:30 da dairesel bir çadır düzeni kuruyoruz.
Bizler 2160 metredeki kamp yerimizde çadırlarımızı kurup, akşam yemeğimizi yedikten sonra saatler 21:30 u gösterdiğinde kampı sessizliğe gömüyoruz. Sabahki planımız 04:00 uyanış, 05:00 hareketle bir üst kampa ulaşmak olacak.
HORKADİM TALANE YAYLASI'NA DOĞRU
Tüm ekip saat 04:00 te kalkıp, hazırlıkları bitirdiğinde Kahraman Hoca'nın karşı tepeden bize ışık tuttuğunu görüp, seviniyoruz. Fazla gecikmeden de yanımıza geliyor.
 |
ÇADIRLAR TOPLANIP, EŞYALAR KATIRLARA YÜKLENİYOR |
Saat 05:00 te bugünkü yürüyüşümüz başlıyor. Hemen altında bulunduğumuz Horkadim Geçidi'ni aşıp 2930 mt de bulunan aynı adlı yaylaya ulaşacağız.
 |
KAHRAMAN HOCA ÖNDE YÜKSELMEYE BAŞLIYORUZ |
Geçeceğimiz geçidin ilk bölümleri oldukça kayalık. Dün gece katırların zorlanmasının boşuna olmadığını gündüz gözüyle daha iyi anlıyoruz.
 |
İLK ETAP OLDUKÇA KAYALIK |
Kayalık bölümü aşınca etap biraz daha düzeliyor. Dikenlerin, endemik otların arasında bulunan patikamsı yoldan yükseliyoruz. Bu geçidi aşıp, biraz olsun düzlüğe ulaşmamız tam iki saati buluyor. 2600 metrelerde geçidin eğimi de iyice azalıyor ve saat 07:00 gibi Horkedim Talane'nin uç bölümlerine ulaşıyoruz.
 |
HORKADİM TALANE'NİN BAŞLANGICI |
Bu bölüme geldiğimizde irili ufaklı taşların üstünde 3000 yıllık olduğunu öğrendiğimiz kaya resimlerini görüyoruz.
 |
KAYA RESİMLERİNDEN ÖRNEKLER |
 |
KAYA RESİMLERİNDEN ÖRNEKLER |
 |
KAYA RESİMLERİNDEN ÖRNEKLER |
 |
KAYA RESİMLERİNDEN ÖRNEKLER |
 |
KAYA RESİMLERİNDEN ÖRNEKLER |
Artık yolumuz iyice azaldığından bu ilginç kaya resimlerinde bolca vakit harcıyoruz. Biz yürüdükçe karşımıza farklı bir kayada farklı resimler çıkıyor.Hep birden şekillerin ne olabileceğine dair hayal gücümüzü çalıştırıyoruz. Yola devam ettiğimizde de saat 07:30 da 2930 metrelerdeki Horkedim Talane Yaylası'na varıyoruz.
 |
HORKADİM TALANE YAYLASI'NA VARIYORUZ |
Yaylaya vardığımızda Kahraman Hoca'nın kardeşi ve onun iki arkadaşının bizi beklediğini görüyoruz. Onlarla tanışıyoruz. Fakat daha katırlar gelmediği için çadırlarımızı kuramıyoruz sadece çay içip, sohbet ediyoruz.
 |
HORKADİM TALANE YAYLASI'NIN GÖRÜNTÜSÜ |
Bir süre sonra da kamp atacağımız düzlüğün sol tarafında yükselen kayalıklara tırmanmaya başlıyoruz.
Çıkarken hem bölgenin kaya yapısı ile ilgili sohbet ediyoruz hem de etrafımızdaki zirvelerin adlarını öğrenmeye çalışıyoruz.
 |
KISA BİR BİLGİLENDİRME TOPLANTISI |
Yükseldikçe rota daha heyecanlı oluyor. Kısa kısa kaya tırmanış geçişleri yapıyoruz. Yükseltinin tadını da çıkartmayı ihmal etmiyoruz.
 |
YUKARILARDAN YAYLAYA BAKIŞ |
Bir ara aşağılardan yaylaya doğru katırların peş peşe geldiğini görüyoruz.
 |
KATIRLAR GELİYOR |
Biz biraz daha yükselip, rahat rahat oturup manzarayı seyredebileceğimiz bir alana geçiyoruz.
 |
BİRAZ DAHA TIRMANIŞ YAPIYORUZ |
Oturduğumuz alanın tam sağ tarafında alabildiğine sarp gözüken hani mimar elinden çıksa Gotik tarzda yapılmış diyebileceğimiz bir koca kütle görüyoruz. Bu gördüğümüz kütlenin burada Türkçe "KEÇİ KAPISI" ya da Kürtçe olarak "DERYİBEZİNİ" diye adlandırıldığını öğreniyoruz.
 |
DERYİBEZİNİ'YE KARŞI KEYİF YAPIYORUZ |
Biz otururken Ayhan ve Kemal karşıdaki tepeye çıkıyorlar. Geri dönmek için onların inmesini bekliyoruz.
 |
KARŞI TEPEDE AYHAN |
Hızlı bir inişle kamp yerine varıyoruz ve hemen hepimiz çadır kurmaya başlıyoruz. Çadırlarımız saat 10:30 da tamamen kurulmuş oluyor.
 |
ÇADIRLARIMIZ HAZIR |
Çadır kurma işlemi bitince bütün günü sohbet, yemek, çay içimi gibi şeyler ile geçiriyoruz. Faaliyetler sırasında devamlı bir koşturmaca halinde olan bizler için bu dinlenme molası çok iyi geliyor.
 |
7 KİŞİLİK TREK BEŞBİN EKİBİ VE KAHRAMAN AYTAN |
 |
ÖĞLE YEMEĞİ HAZIRLIKLARI |
 |
AKŞAM ATEŞİ İÇİN TEZEK DİZME HAZIRLIKLARI |
Ve uzun bir süre sohbet ediliyor. Kahraman Hoca devamlı tepemizde dönen heronlar dışında da gözetlendiğimizi ve yalnız olmadığımızı dile getiriyor.
 |
SOHBET ZAMANI |
 |
SOHBET ZAMANI |
Bir süre sonra yarın ki çıkışta gerekecek ipe girme, pursik kullanma, emniyet alma işlemlerini bilmeyen arkadaşlarımız için uygulamalı çalışma yapmaya çalışıyoruz.
 |
DERS ZAMANI |
Ve saat 20:00 da tüm ekip çadırlarına giriyor. Sabah 02:00 uyanma, 03:00 hareket kararı alıyoruz. Hepimiz heyecanlıyız.
REŞKO ZİRVEYE DOĞRU
Sabah 02:00 de kalkıp 03:00 te harekete geçiyoruz. 11 Kişi olarak yola çıkıyoruz. İlk çıkışımız biraz hızlı olunca bir süre sonra durup, üstümüzdeki fazlalıkları çıkartıyoruz. Daha sonra bulunduğumuz bölgenin sağından doğru yükselmeye devam ediyoruz.
 |
SAAT 04:30 İLK ANA MOLA |
Saat 04:30 da gün ağarırken bir şeyler atıştırmak için mola veriyoruz. İhtiyaçlar karşılandıktan sonra ilerlerken sağ tarafımızda külah gibi Reşko'ya adını veren taşların yoğunluğu dikkatimizi çekiyor.
 |
REŞKO'YA ADINI VEREN SİYAH TAŞ KÜTLESİ |
Bu bölüm sonrası kısa bir sert kar geçişi yapıyoruz. Sert zeminde ilerlerken kardaki ayı izleri gözümüze çarpıyor.
 |
KISA BİR SERT KAR GEÇİŞİ YAPIYORUZ |
Yükselmeye devam ediyoruz.Set set yükseldikçe fotoğraf çektirmeyi ihmal etmiyoruz.
 |
GÜN DOĞARKEN GRUP FOTOĞRAFI |
 |
BİR ÜST SETTE GRUP FOTOĞRAFI |
Bu setleri aşınca artık kamp alanından gözüken tepenin ardına varmış oluyoruz.Sol tarafımızda doğan günün ışıklarının vurduğu muhteşem bir kütle görüyoruz.
 |
GÜN IŞIKLARI İLE DAĞLAR |
İlerleyeceğimiz yöne bakınca bir set görüyoruz ve kısa bir baca geçişi yapıyoruz.
 |
KISA BİR BACA ÇIKIŞI YAPIYORUZ |
 |
EKİP BACADA İLERLİYOR |
Bu geçişi yapınca biraz yükseldiğimizde artık 3600 metrelerde çok güzel bir manzara karşımıza çıkıyor.
 |
MANZARA MUHTEŞEM |
Burada kısa bir mola veriyoruz ve tüm ekip manzaranın tadını çıkartıyor.
 |
ÇAĞIN AĞIN |
 |
BEN |
 |
AYHAN AĞAN |
 |
KEMAL KAPLAN |
 |
AYHAN VE BEN |
Herkes fotoğrafını çektirdikten sonra artık dağın boyun bölümüne bizi taşıyan son yükseltide ilerliyoruz.Ara ara kayalarda doğal olmayan çukurlar görüyoruz. Bunların bombalamalar sonucu olabileceğini düşünüyoruz.
 |
YÜKSELMEYE DEVAM |
 |
ETAP OLDUKÇA KAYALIK |
 |
DOĞAL OLMAYAN ÇUKURLAR |
 |
KILÇIKTAN ÖNCEKİ SON DÜZLÜK |
Biz yükselirken sol tarafımızda kalan Dağlıca bölgesinde top atışları duymaya başlıyoruz.Biraz tedirgin oluyoruz.
 |
TOP ATIŞLARININ SESLERİNİN GELDİĞİ BÖLGE |
Ve kılçık hattına bizi taşıyacak koca bir düzlükle karşılaşıyoruz.Hemen karşımızda da boyun gibi bir kütle çıkıyor.
 |
REŞKO'NUN BOYNU |
Bu düzlüğün sağ tarafında yaklaşık 900 metre yüksekliğinde bir uçurum ve İzbırak Buzul'u bulunuyor.
 |
İZBIRAK BUZULU'NDAN GÖRÜNÜM |
 |
ARKAMIZDA İZBIRAK BUZULU VE BİZ |
Oldukça rüzgarlı olan bu geniş düzlükte hemen emniyet kemerlerimizi takıyoruz.
 |
EMNİYET KEMERLERİ TAKILIYOR |
Kılçığa doğru tırmanmaya başlıyoruz.Kaya etabı rahat ilerliyor ve batona ihtiyacımız olmayacağından batonlarımızı bırakıyoruz.
 |
KILÇIĞA DOĞRU DİK ETAP |
 |
TIRMANIŞ BAŞLIYOR |
Bu dik etapta yükselirken bir tarafımızda uzayan uçurumun dibinde ara ara mola verip, soluklanıyoruz.
 |
KISA BİR MOLA VERİYORUZ |
Bir süre sonra kılçık öncesi kısa bir kar geçişi ile karşılaşıyoruz. Ekip sert karlı bu bölümün sol tarafını kullanarak kılçık bölümüne ulaşıyor.
 |
KISA BİR SERT KAR HATTI |
Tüm ekip saat 07:15 te buraya ulaşınca ip çıkıyor ve emniyet alma işlemleri başlıyor.
 |
EMNİYET ALMAK İÇİN UYGUN TAŞ ARANIYOR |
 |
UYGUN BİR TAŞ BULUNUYOR |
Aslında kılçık yer yer 40-50 cm lik genişliği ile yaz aylarında çok rahat geçilebilecek bir kıvamda ama her iki yandaki boşluk hissini psikolojik olarak geçerken rahatlatmak için ip açıyoruz.
 |
İŞTE KILÇIK HATTININ BAŞLANGICI |
 |
ÖNCE KAHRAMAN HOCA VE BAYRAM GEÇİYORLAR |
Onlar geçtikten sonra herkes pursiği elinde ipe girmek için sıra bekler hale geliyor.
 |
KILÇIK GEÇME SIRASI |
Eyüp ilk kez ipe gireceği için biraz heyecanlı olsa da çok rahat geçişini tamamlıyor.
 |
EYÜP'ÜN HAZIRLIKLARI TAMAMLANIYOR |
 |
EYÜP İPE GİRİYOR |
Herkes geçtikten sonra en son Ayhan ve ben geçip, bizi bekleyen ekiple buluşuyoruz.
 |
EKİP KILÇIĞIN SONUNA DOĞRU İLERLİYOR |
 |
EN SON AYHAN VE BEN GİRİYORUZ İPE |
 |
AYHAN GELİYOR |
Bu arada kılçıktan geçerken eğer boşluk korkunuz yoksa sağa sola bakmayı unutmayın derim. Çünkü buzulun vadiye doğru uzanan manzarası da çok güzel gözüküyor.
 |
KILÇIKTAN VADİNİN GÖRÜNTÜSÜ |
Bu arada kılçık geçişini 07:45 te bitiriyoruz. Yani geçişimiz tam yarım saat sürüyor.Geçiş bitince zirveye az kaldı sanmayın.Zirveye doğru yükseleceğiniz 2 etap daha bulunuyor.Bu sebeple hiç oyalanmadan yükselmeye başlıyoruz.
 |
KILÇIK SONRASI YÜKSELİŞ |
 |
KILÇIĞA YUKARIDAN BAKMAK ÇOK RAHAT |
 |
ZİRVEYE DOĞRU ÇOK AZ KALDI |
 |
ZİRVEYE DOĞRU |
Yükseldiğimiz etapta kaya yapısı çok ilginç. Sanki ufalanmış taşları buraya yığmışlar gibi. Bir de zirvenin hemen altında iki tane obruk bulunuyor. Bu obrukları da geçince saat 08:15 te 4135 mt ile Türkiye'nin ikinci büyük zirvesi olan Reşko'ya ulaşıyoruz.
 |
REŞKO ZİRVEDEYİZ |
 |
REŞKO ZİRVEDEYİZ |
 |
TÜM EKİP REŞKO ZİRVEDE |
Hepimiz önce birbirimizi tebrik ediyoruz.Sonra tarihi zirve defterini inceliyoruz.Zirveye kimler gelmiş, gitmiş.
 |
DEFTERİN İLK SAYFASI |
 |
YILLAR SONRA TUNÇ FINDIK'IN ÇIKIŞ KAYDI |
Ve yeni deftere kaydımızı yapıyoruz. Fazla oyalanmadan da inişe geçiyoruz.
 |
ZİRVE DEFTERİNE ÇIKIŞIMIZIN KAYDINI YAPIYORUZ |
Saat 09:00 da tekrar kılçığa ulaşıyoruz.Geldiğimiz gibi tekrar sırayla inişe geçiyoruz.Bazı arkadaşlarımız geçerken tedirgin olsa da sıkıntısız bir şekilde kılçığı geçiyoruz.
 |
ÖNCE ÇAĞIN GEÇİYOR |
 |
SIRAYLA EKİP İPE GİRİYOR |
 |
TUBA GEÇİŞİ TAMAMLIYOR |
 |
ZORLANANLARA HEMEN YARDIM EDİLİYOR |
 |
KEMAL DE GEÇİŞİ BİTİRİYOR |
 |
DİĞER UÇTA GÖKHAN, EYÜP VE AYHAN KALIYOR |
 |
EYÜP İPE GİRİYOR |
Ve kılçık geçişini bu sefer 15 dakikada tamamlıyoruz. Sabah emniyet kemerlerimizi giydiğimiz düzlüğe doğru iniyoruz.Oturup hem dinleniyor hem de bir şeyler yiyoruz.
 |
ARTIK DİNLENME ZAMANI |
Yukarıdan ipi toplayan Ayhan ve Çağın'ın ufacık görüntülerini gözlüyoruz.
 |
KILÇIĞIN BAŞINDA AYHAN VE ÇAĞIN |
 |
İPİ TOPARLIYORLAR |
Çağın ve Ayhan da aşağı inince emniyet kemerlerimizi çıkartıp inişe geçiyoruz.İnişi çıkış yaptığımız yönün tam aksi yönünden göz göz olmuş volkanik kayaların içinden yapıyoruz.
 |
İNİŞ BAŞLIYOR |
 |
ARTIK AYAKLARIMIZIN ALTINDA TEKRAR YEŞİLLİKLER VAR |
 |
İYİCE ALÇALIYORUZ |
 |
YAYLA VE ÇADIRLARIMIZ GÖZÜKÜYOR |
Saat 12:00 da Horkedim Talane'deki kamp alanımıza varıyoruz. Bir saat sonra kamptan ayrılmak üzere bir yandan çadırlarımızı topluyoruz, bir yandan da öğle yemeğimizi yiyoruz.Eşyalar katırlara yüklenirken biz de son kez bu güzel yaylanın tadını yeşilliklere uzanarak çıkartıyoruz.
 |
AYHAN AGAN HUZURLA OTURUYOR |
 |
VE BİZ KILIÇLAR REŞKO İLE BULUŞTUĞUMUZ İÇİN MUTLUYUZ |
Ekip olarak saat 13:00 da katırların yüklenmesi bitmeden Horkedim Talane'den ayrılıyoruz.
 |
KATIRLAR YÜKLENİYOR |
 |
13.00 DA YOLA ÇIKIYORUZ |
Bir iki mola vererek hem yorgun bacaklarımızı dinlendiriyoruz hem de biraz sohbet ediyoruz.
 |
MOLA ANINDA MANZARAMIZ |
Sonunda oldukça dik geçidin inişini tamamlıyoruz. Beyaz Su diye anılan çoşkuyla akan dereyi geçmek için yer arıyoruz ama sonunda sığ bir yerden kimimiz botlarımızla kimimiz botlarını çıkartarak karşıya geçiyoruz.Bu geçiş hepimize öyle iyi geliyor ki! İki gündür botlarda pişen, patlayan ayaklarımıza sanki bir ödül gibi geliyor.
Saat 15:30 da Serpil Yaylası'na varıyoruz. Sıcak çaylar eşliğinde yorgun bedenlerimizi kıl çadırın altında dinlendirip, faaliyetin komik anlarını değerlendiriyoruz.
 |
KIL ÇADIRDA FAALİYETİN MUHABBETİ |
Dinlendikten sonra da geldiğimiz gibi önce kilitli Yeşiltaş Köyü'nü geçiyoruz sonra karakola sağ salim indiğimizi bildirip, Yüksekova'ya gidiyoruz. Yüksekova merkezde bulunan Zafer Oteli'ne yerleşiyoruz. Kahraman Hoca ile akşam yemeği için saat 19:00 da lobide buluşuyoruz.Bu faaliyeti düzenlerken hep köylülerle yöresel yemekler yemek istediğimizi söylemiştik. Sağ olsun Kahraman Hoca bu isteğimizi bize ayarlıyor ve akşam çok iyi ağırlandığımız bir eve misafir oluyoruz.Yöresel yemeklerimizi yiyoruz, bahçede çayımızı içiyoruz ve çocuklara getirdiğimiz hediyeleri dağıtıyoruz.
 |
AKŞAM YEMEĞİMİZ |
 |
BAHÇEDE ÇAY KEYFİ |
 |
VE YÜKSEKOVA'LI ÇOCUKLAR |
Teşekkürlerimizi sunup bu güzel insanlardan ayrıldığımızda saatler 22:30 u gösteriyor. Tekrar Yüksekova merkeze dönüp, Reşko'nun şerefine içeceğimiz bir cafeye gidiyoruz.
 |
SOĞUK BİRALARIMIZI REŞKO'NUN ŞEREFİNE KALDIRIYORUZ |
Ve otelimize bu yazın güzel projelerinden biri olan Reşko tırmanışını başarıyla tamamlamanın verdiği mutlulukla geri dönüyoruz.
İSTANBUL'A DÖNÜŞ
Tilkinin dönüp, dolaşıp gideceği yer kürkçü dükkanı misali biz de bugün yine İstanbul yollarına düşeceğiz. Sabah Bayram ve Gökhan'ı uğurlamak için saat 08:00 de kahvaltıya iniyoruz. İlk gördüğümüzde geleceklerinden haberimiz olmadığı için "Nereden çıktı bu tipler?" dediğimiz bu iki sempatik adamla vedalaşıyoruz.
Saat 10:00 kadar kendi ekibimizle kahvaltı masasında sohbet ettikten sonra kendimizi ünlü Yüksekova caddelerine atıyoruz.Bayram nedeniyle tüm dükkanların kapalı olduğu ana caddede açık olan bir baklavacıya girip, ağzımızı tatlandırıyoruz.
 |
YÜKSEKOVA'DA BİR BAKLAVACIDAYIZ |
Saat 11:00 de Kahraman Hoca ile vedalaştıktan sonra önce Van'a sonra da İstanbul'a geri dönüyoruz.
SON
Bize bölgede ve dağ çıkışında rehberlik eden Kahraman Aytan'a ve ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Birçok kişinin gelmekten çekindiği bu bakir bölgede hiçbir sorun yaşamadan, çok güzel bir faaliyet geçirdik. Darısı diğer faaliyetlere olsun demekten başka çaremiz yok.
ZİRVELERİMİZ DAİM OLSUN!!
Görüşmek Üzere
Şenay KILIÇ
FAALİYET RAPORU
Sabah Yola Çıkış:03:00
Zirveye Varış:08:15
Kampa Varış:12:00
Hava:Açık ve Güneşli
Kullanılan Malzeme:Emniyet Kemeri, 60 mt Dinamik İp, Pursik İpi, Karabin, Baton, Kask, Perlon İpi.