 |
ERCİYES BÜYÜK ZİRVE-3916 mt |
Bir sabah uyandığımızda hedefimizde Erciyes'e Saygı teması altında toplanıp, 7-8 Temmuz 2012 Erciyes tırmanışını yapmak vardı.Günler günleri kovaladı ve yola düştük. Amaçladığımız Erciyes Dağı eteklerine yapılacak tesis ve diğer şeylere karşı yapılan protestoya destek vermekti.
Hedef doğrultusunda hazırlıklar bir ay önceden başladı. Biz de bu yaz tırmanacağımız Demavent Dağı için vücudumuzu hazırlarız diyerekten, sevinerek Erciyes hayallerine başladık. Kendi açımdan altı yıl aradan sonra tekrar Erciyes Zirvesinde olmak iyi olacak diye düşündüm.
Biletler alındı,gelenler belirlendi. Nihayet tüm alış-veriş hazırlıkları da bitti ve çantalar Erciyes'in tozunu yutacak şekilde hazırlandı. Tarih 6 Temmuz 2012.Her faaliyet gibi akıllarda kalacak anılarla döneceğimizi düşünüyordum.
Bir grup arkadaşımız Avrupa yakasından; bir grubumuz ise Anadolu yakasından Süha Turizmin Harem bürosunda akşam 22:00 sularında buluştuk.
 |
HAREMDE DİĞER GRUP ELEMANLARINI BEKLEYİŞ |
Bu arada grup elemanlarını kısaca tanıtmakta fayda var diye düşünüyorum.
 |
GÜVEN YÜKSEK-GRUBUMUZUN ORGANİZASYON SORUMLUSU |
 |
AYHAN KILIÇ-GRUBUMUZUN SAĞLIK İŞLERİ SORUMLUSU |
 |
ŞENAY KILIÇ-GRUBUMUZUN YAZI İŞLERİ SORUMLUSU |
 |
FERAH ERDEMİR-GRUBUMUZUN PSİKOLOJİK DANIŞMANI |
 |
MEHTAP AKMAN-GRUBUMUZUN MALİ İŞLERDEN SORUMLUSU |
 |
FİLİZ BERBER-GRUBUMUZUN MALİ İŞLERDEN SORUMLU BAŞKA BİR ÜYESİ |
 |
BETÜL MORALİ SÖZEN-GRUBUMUZUN RUHANİ İŞLER SORUMLUSU |
 |
SAKİNE YILDIRAN-GRUBUMUZUN EMEKLİ İŞLER SORUMLUSU |
 |
CENK OSKAY-GRUBUMUZUN BANKA İŞLERİ SORUMLUSU |
 |
PEYMAN IŞIKLI-GRUBUMUZUN TEKNİK İŞLER SORUMLUSU |
Ve tanışma faslından sonra akışa geri dönelim.Bakalım hikaye nasıl ilerliyor.
Sonunda otobüsümüz biraz gecikmeli olarak 22:30 sularında geldi. 9 kişi bu otobüsle, bir diğer arkadaşımız Peyman ise Metro Turizmi kullanarak yola çıktık. İstanbul Kayseri arası 10 saat sürüyor. Geceyi kah uyuyarak kah konuşarak ve 2 adet mola yaparak geçirdik. Saat 08:30 civarı Kayseri'ye vardık. Firmanın Develi servisine binerek 15-20 dakikada Develi'ye vardık.
 |
DEVELİ SERVİSİNDEN İNDİĞİMİZ AN |
 |
KAHVALTI SALONUNA DOĞRU |
Kahvaltımızı Develi’de Bahar
Tadında Kahvaltı Salonu’nda ettik. Biz kahvaltımızı ederken Kayseri’den faaliyet
sorumlusu Nihat Karakaya geldi.
 |
BAHAR TADINDA KAHVALTI SALONU-KAYSERİ |
Hem kahvaltı ettik hem de biraz gecenin
yorgunluğunu attık. Daha sonra bizi telesiyejlere götürecek minibüslere gitmek
için biraz yürüdük.
 |
MİNİBÜSLERE DOĞRU YÜRÜRKEN |
Minibüslere doluşup kamp alışverişi yapacağımız bir markete
geldik. Biz Ayhan’la her şeyimizi almıştık. Sadece kamp alanına doğru giderken
kullanacağımız suyu aldık. Market alış-verişini bitirip artık kamp alanına doğru
bizi taşıyacak telesiyej noktasına vardık.
Üst-baş ayarlaması, çanta
düzeltmesi derken,tanımadığımız ama faaliyete katılacağı belli olan bazı
insanlar geldi. Derken derken bize bu noktadaki telesiyejin kartı çalışmıyor dendi. Ama
görevliye “Jeneratör yok mu?” diyen bir
arkadaş mantıklı bir cevap alamadı. Yapılacak tek şey oteller bölgesindeki telesiyejlere
yönelmekti. Bu arada bizi buraya getiren minibüs çoktan gitmişti. Ne yapacağız, ne edeceğiz derken, kasası olan bir araba geldi ve bütün çantaları ona
doldurduk.
Velhasıl çantalar önden, biz arkadan oteller bölgesine
geldik. Bu arada gün çoktan öğleyi bulmuş, güneş çıkmış, karınlar acıkmıştı. Biz
hala kamp alanına varacağız diye bekleşirken faaliyet sorumlusu Nihat Karakaya bize küçük bir brifing verdi.
 |
ARKAMIZDA ERCİYES VE KÜÇÜK BİR BRİFİNGTEYİZ |
 |
NEDEN BU FAALİYETİ YAPIYORUZ? |
Telesiyejde ilerlerken yol
boyunca İç Anadolu'nun sevimli hayvanları gelengileri izledik. Sincapgillerden bir
hayvan gelengi. Sincaplardan en büyük farkları sincapların ağaçlarda, gelengilerin ise yeraltında yaşamalarıdır. Gelengilerin kürkü daha sert, kuyrukları da sincap gibi kalkık değildir.
 |
ŞİRİN Mİ ŞİRİN GELENGİMİZ |
Sonunda telesiyejden indik ve çantalarımızı nerede diye bakınmaya başladık. Çantaları verdiğimiz
arabadaki adamlardan Dede lakaplı olan, bizi bekliyordu. Bize kendilerinin farklı bir yerde
kamp kurduklarını ve bizim çantaları da oraya indirdikleri söyledi. Sanırım bir yanlış anlama olmuştu.
Onların kamp yeri bizim kamp alnımıza göre daha yüksekte ve bulunduğumuz yere
göre daha doğuda kalıyordu. Yapacak bir şey yok. Çantanı başka birine verirsen
sonuçlarına da katlanacaksın. Dede denilen bu adamın gidip, çantaları arabaya yükleyip, bizim bulunduğumuz yere gelmesi bir saat ya da daha fazla sürmüştü. Bu
arada bizim mideler zil çalmaya başlamış, kendimiz de hafiften üşümeye başlamıştık. Bütün yiyecekler
çantalarda olduğı için yanında çantası olan Betül ve Peyman sayesinde biraz
karnımız doydu.
 |
ERCİYES'İN ETEKLERİNDE SOHBETTEYİZ |
Biraz işi gırgıra vurup, eğlenmeye çalıştık. Bulunduğumuz anın, doğanın tadını çıkarttık diyelim arkadaşlar.
Nihayet uzaklardan araba
gözüktü. Bulunduğumuz yer bir arabanın ilerleyeceği son düzgün yol noktasıydı
diyebilirim. Ama arabanın sürücüsü
arabayı bozuk yol hattına sürmekte ısrar edince çantalarımızı bir an önce alabilmek için bekleşip durduk. Fakat
bizim o arabanın oraya girmemesi gerektiğini anlamamıza rağmen, arabanın
sürücüsü bir türlü bunu anlayamadı ve araba yolun bir yerine saplandı. Sonunda çantalarımızı alarak, arabaya da yardım ederek kampa doğru yola koyulduk.
 |
HADİ BAKALIM ÇANTALAR SIRTA ,DOĞRU KAMPA |
Öğle üzeri kamp
alanına varmamız gerekirken biz saat 4-5
olduğu halde hala kamp alanına varamamıştık.
 |
KAMPA DOĞRU SU SESİ İLE İLERLEME |
Sonunda çantalarımızı alıp kamp
yoluna düştük. Sanırım bir 45 dakika yürüyüşle dağdan gelen su yollarının güzel
sesi eşliğinde Çoban İni mevkindeki kamp yerimize vardık.
Kamp yerine varınca tam su
yollarının dibindeki kamp yerinin pek de kamp için uygun olmadığını gördük. Bu
sebeple bir üst sete çıkıp, yumuşak kar üzerinde kampımızı attık. Artık saat
iyice akşamı bulmuş, gün bize veda etmenin ilk dizelerini yazmaya
başlamıştı.
 |
ÇADIRLARIMIZ HAZIR DOSTLAR |
Çadır içi bazı düzenlemelerden
sonra şöyle bir etrafa da göz atayım diye dışarı çıktım. Manzara öyle güzel ki, anlatmak imkansız. Gözümün gördüğünün bir kısmını size sadece bir fotoğrafla
anlatmaya çalışsam.
 |
ANIN TADINI ÇIKARTIN,TÜM MANZARAYI İÇİNİZE ÇEKİN |
Dışarıda durum nedir ne değildir
derken biriyle tanıştım. Mustafa Kılıçarslan. Bir ayağı takma olan ve dağlara
tırmanmaya inat etmiş bir dağ gönüllüsü. Onun da bizim gibi kendine göre bir
hikayesi vardı. Hikayesini başkasından duydum. Yalan olmasın ama kulağıma gelen. Bacağının felç olduğu üzerine.Bacağını bu şekilde tırmanarak iyileştirmiş.
 |
MUSTAFA KILIÇARSLAN |
Dışarıda artık hava iyice
soğumuştu. Çadıra girip yemek hazırlama vaktidir diyerek içeri girdik. Birgün
önceden bayağı bir hazırlık yapmıştık bu akşam ki yemek için. Şöyle 3000 metrede
bir yemek ziyafeti çekelim istedik.
 |
YEMEK HAZIRLIKLARI |
Ayhan ocağı kurup, suyu
kaynatırken ben diğer hazırlıkları yaptım. Bu arada komşu çadırlarda da durum
pek farklı değildi.Sabahtan beri aç olan karnımızı doyurmanın vakti zamanı
gelmişti.
 |
YEMEĞİMİZ AZ SONRA HAZIR OLACAK |
Menümüzde barbunya pilaki, dünden
közlediğim biberler, az önce pişirdiğim bol baharatlı bulgur pilavı ve biber
turşusu vardı. Dağ çıkışlarında bulgur pilavı ve makarna size oldukça enerji
verecektir. Yemekten sonra tatlı niyetine keçiboynuzlu helvamızı yedik ve çayımızı içtik.
 |
NİHAYET YEMEĞİMİZİN BAŞINA OTURDUK |
Yatma hazırlığına geçmeden
faaliyet sorumlumuz Nihat Karakaya'dan gece kalkış ve hareket saati ile ilgili
bilgilendirme geldi. Gece 03:30 kalkış ve 04:30 hareketle yola çıkacaktık. Saat
20:00 sularında herkes çoktan yatışa geçmişti. Hadi hayırlısı bakalım. Biz de
çadırımızda tulumlarımızı birleştirdik. Tulumumuzun içine daha iyi ısınmak için bir
sıcak su termosu koyduk ve geceye odaklanıp uyumaya çalıştık. Az buçuk uyuduk ta
sayılır. Fakat gece öyle güçlü bir rüzgar vardı ki çadırın uçup gideceğini
sandık. Karın üstünde yatmamız dolayısıyla da biraz üşüme hissi rahatsızlık veriyordu. Yine de bir uyana bir uyuya saatler 03:30 u gösterdiğinde yola düşmek
üzere hazırlanmaya başladık.
Önce tulumlar toplandı, sonra üşümemek için üst baş
giyinildi, sandiviçler hazırlandı, ocak yakılıp su ısıtıldı, dışarı çıkılıp
tuvalet ihtiyacı giderildi. Ve son rötuşlarla bütün çadırlardaki arkadaşlarla
buluşuldu. Fakat alt sette bulunan diğer çıkış yapacak olan kişiler geç kaldığı
için onları dışarıda biraz beklemek zorunda kaldık.
Lafı uzatmayalım bizim önümüzde Sekiz Takla Sadık lakaplı bir rehberle ilerlemeye başladık.
 |
GÜNÜN İLK IŞIKLARIYLA TIRMANIYORUZ |
Çok değil bir yarım
saat sonra onların kahvaltı kayalıkları dedikleri yerde durduk. Bu kayalıklarda Filiz bizden, midesinin bulanması nedeniyle ayrıldı. Biz de Nesrin Topkapı Rota'sı üzerinden yükselmeye başladık. Bu kısımda güneş bizi terketti.
 |
HÖRGÜÇ KAYAYA DOĞRU ADIM ADIM |
 |
YUKARILARA DOĞRU ,ÇIKIŞA DEVAM |
Ve biraz üşüyerek, biraz ısınarak fakat zorlanmadan ilerlemeye devam ettik. Grupta eğitimsiz bir çok kişinin olması nedeniyle tek sıra yürümeyi ihmal eden kişilerin düşürdüğü taşlar sebebiyle zaman zaman canlar sıkıldı.
Hörgüç kayanın altına kadar öyle
böyle ilerlemeye devam ettik. Bazı arkadaşlarımızda biraz sıkıntılar
görülmeye başlamıştı.
 |
MOLALARDAN BİRİNDE EĞİMDEN ZAR ZOR OTURACAK YER BULDUĞUMUZ BİR AN VE SEVDİĞİM |
Hörgüç kayanın sol bölümündeki
toprak bölümde hem dinlendik hem de biraz karnımızı doyurduk. Kendimize geldik.
 |
HÖRGÜÇ KAYANIN YAN TARAFINDA MOLA VERDİK |
 |
BULUNDUĞUMUZ YERDEN SIRT ROTASININ GÖRÜNÜMÜ |
Ama hepsinden önemlisi de aşağıda bizi bekleyen bulut
manzarasıydı. Bakmaya doyamadığınız bir fotoğraf gibi size kendine çekiyor bu manzara. Sırf
bu görüntüleri görmek için bile şu spor yapılır diyorum.
 |
ARKAMDA BULUTLAR VE BU MANZARAYLA UÇUYOR GİBİYİM |
Sonunda rota hakkında bir karara
varıldı. Hörgüç Kaya'nın altı sırf kar olduğu için altından değil, arkasından
dolanılarak zirveye varılmaya karar verildi. Üstümüzde karlı bir bölüm ip hattı
kurularak geçildi. Normalde işi bilen bir dağcının çok rahat bir şekilde
geçebileceği bu rotadan ip açarak biraz da fazla vakit harcayarak geçtik. Sanırım ben de bu oyalanmalar sayesinde hayatımda bir dağ
faaliyetinde çekebileceğim en fazla fotoğrafı çektim diyebilirim.
 |
HÖRGÜÇ KAYANIN YAN ROTASINDAN YÜKSELİYORUZ |
Bu karlı bölümü geçtikten sonra
ilerlediğimiz bölüm sırt rotasını karşıdan gören, Hörgüç Kaya'nınsa kuzeye doğru
boynunu dolanan bölüm. Burada bir mola daha veriyoruz. İşte bu mola sırasında bazı arkadaşlarımız kendini kötü hissetmeye başlıyor. İnsanın kendini ve vücudunu tanıması çok önemli. Bu doğrultuda da bazı kararlar alması dağcılık sporunda hayati önem taşıyor.
 |
HÖRGÜÇ KAYANIN ARKASINDAN DOLANIYORUZ |
 |
HÖRGÜÇ KAYAYI DOLANIRKEN DE MANZARAYA DOYAMIYORUZ |
Büyük zirvede olan biz üçümüz acıkan karnımızı Hadak grubunun üyeleri sayesinde doyuruyoruz. Buradan onlara da tekrar teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz zirvede kendimizi ve ruhumuzu dinlendirirken kuzey rotasından bir başka grup da zirveye geldiler.
 |
YENİ BİR ZİRVEDE BİRLİKTEYİZ |
Böylece zirvedeki yoğunluğu biraz azaltmak için biz üçümüz küçük zirveye geri dönmeye karar verdik. Aşağıda kalan arkadaşlarımız hariç tüm grup Küçük zirve platosunda oyalandık, fotoğraflar çektirdik.
 |
ERCİYES'E SAYGI TIRMANIŞI HATIRA FOTOĞRAFI |
Nihayet dönüşe karar verildi. Ama
bu gruba hiç uymayan gelirken bile kullanmadığımız Hörgüç Kaya'nın altındaki
karlı rotadan inme kararı alındı. Alınan kararla ip inişine girerek Hörgüç Kaya'yı
sağdan ip yardımıyla inmeye başladık. Fakat grupta daha önce ipe girmemiş, ne
yapacağını bilemeyen, hatta gözlerinden korku akan ve hatta hatta yükseklik
korkusu olan insanlar vardı. İşte gerilimli uzun anların başlangıcı diyebiliriz.
Bu uzun anlardan ve inişten bahsetmek istemiyorum. Sonuçta çok uzun saatler boyu inmeye çalıştık. Sağ salim indik, inmesine ama otobüsler, uçaklar kaçtı. Kalınacak yerler ayarlandı. Tekrar dönüş için biletler alındı vesaire vesaire...
Bir dağ çıkışını olabildiğince basit anlatmaya çalıştım. Aslında her basit şey gibi altında çok büyük şeyler barındırıyor bu çıkışta. Sadece bunu görmek ve anlamak gerekiyor. Bu çıkış içimizdeki bazı arkadaşlar için kırılma noktası olmuştur. Tek bildiğimiz bu..
Son sözü Epiktetos'a bırakıyorum.
"Her olayda elimizden geleni yapmalı ve soğukkanlı olmalıyız. Deniz yolculuğuna çıkmak zorundaysak ne yapmalıyız? Gemiyi, kaptanı, tayfaları, mevsimi, günü ve rüzgarı iyi seçmeliyiz. Hepsi bu."
Nice sağlıklı,güzel faaliyetlere arkadaşlar, zirvelerimiz daim olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder