Dağlar bahanesidir bizlerin
Bizse bahanesiyiz hayatın..
Tırmanış açısından çok bereketli geçen 2013 yılı sonrası, ekip olarak bir masaya oturduk ve el birliğiyle 2014 yılı için daha iyi planlanmış güzel bir dağ programı yaptık. Programı hazırlarken dikkat ettiğimiz husus ise daha önce gitmediğimiz, hatta birçok tırmanış ekibinin de dikkatini çekmeyen dağlardı.
Ocak ayı itibariyle başlayan tırmanışlarımızın ilki Uludağ Keşiş Tepe Zirve ile başladı ve başarıyla gerçekleştirildi. Şubat ayı geldiğinde hepimizi gerçekten heyecanlandıran Ergan Dağı tırmanışı yaklaştıkça diğer arkadaşlarımı bilmem ama benim kalbimin pır pır attığını söylemeliyim.
Hem "Etrafı dağlık, ortası bağlık" diye anılan şehir, Erzincan'la çoğumuzun olduğu gibi benim de ilk tanışmam olacaktı hem de Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan, Munzurlar üzerinde seyr-u sefa etmek oldukça heyecanlı olacaktı.
Uzun lafın kısası bu coğrafyada Munzurlarda bir inci sayılan Ergan Dağı'na tırmanmanın insanı heyecanlandırması için birbirinden farklı nedenleri vardı.
Bilmediğimiz bu coğrafyada bu tırmanışı yapmak için kısa adı EDKİK olan Erzincan Dağcılık ve Kayakçılık İhtisas Kulübü ile bağlantı kurduk ve Erzincan'ın Kurtuluş'u adına yapılacak tırmanışı birlikte gerçekleştirmeye karar verdik. Bu etkinlik boyunca bize rehberlik eden EDKİK Başkanı Yılmaz Ünal Hoca'mıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Trek Beşbin ekibi olarak tırmanış hikayemize başlamadan önce unutmadan ekip elemanlarımızı sizlere takdim etmek isterim.
Rehberlerimiz Ayhan Kılıç ve Güven Yüksek başta olmak üzere Barış Tuncaboylu, Mustafa Abacı, Kemal Kaplan, Nalan Ertuğrul, Nimet Çelik, Eyüp Can Çelik, Ümit Gençsoy, Selen Demir, Mahsuni Çalışkan, Yüksel Öztürk, Çağın Ağın, Neslihan Parmaksız ve bendeniz Şenay Kılıç bu hikaye boyunca sizlerle olacağız.
Bu keyifli tırmanış ve gezi hikayesini okurken biraz da olsa özentiyle, "Keşke ben de orada olsaydım" diyenlere sesleniyorum. Geç kalmadınız. Bu yıl uzun ve heyecanlı olacak. Eğer tırmanış için uygunsanız, diğer tırmanış programları için sizleri aramızda görmekten, bir gülüşü, bir zirveyi sizinle paylaşmaktan da mutluluk duyarız.
Efendim hadi başlasın o zaman; Trek Beşbin'in Munzurlar silsilesinde bulunan bir incinin zirvesine ulaşma hikayesi ve Erzincan'da seyr-u sefası.
15 ŞubAt-2014 cUmARtEsİ
Malumunuz ulaşım aracımız Erzincan'a gider iken uçak olacaktır. Tüm ekip elamanları ile Sabiha Gökçen Hava Alanı'nda saat 05:30 da kalkacak uçağımız için buluşuyoruz. Herkes biraz uykulu, biraz acıkmış ama tırmanış için hazır.
 |
ZIPKIN GİBİ BİR EKİP KARŞINIZDA DURUYOR |
20 Dakika geç kalkan uçağımız saat 07:15 te Erzincan'a varıyor. İnerken gökyüzünden izlediğimiz dağ silsilesi uçağın kapısından çıktığımız anda bizi resmin içine çekiyor.
 |
HAVA ALANINDAN DAĞLAR |
Hava alanı binasına girmeden ekibin bir bölümünü fotoğraflıyorum hemen ama birileri hala uyuyor gibi gözüküyor.
 |
ERZİNCAN HAVA ALANI |
Tüm ekip sırt çantalarının çıkmasını bekleyip, sırayla bina dışına çıkıyoruz. Yılmaz Hocamız bizi dışarıda bekliyor bile. Ekibin tamamlanmasını beklerken gördüklerimiz karşısında gülümsüyoruz. Hayatında ilk kez bir dağa tırmanacak olan Selen'in çantalarını görünce tüm ekip gülümsemeden edemiyoruz.
 |
YOLCULUK NEREYE?? |
Tüm ekip çantalarını alıp, dışarı çıkınca arkamızda Munzur Dağları ile bir ekip fotoğrafı çektiriyoruz.
 |
TÜM EKİP VE YILMAZ HOCAMIZ |
Saat 07:45 te bizi iki gün dolaştıracak aracımıza biniyoruz. Hava alanı şehir merkezinden 10 km uzaklıkta bulunuyor. İlk önce eşyalarımızı bırakmak üzere Yılmaz Hoca'mızın bizim kalmamız için ayarladığı Şeker Fabrikası misafirhanesine gidiyoruz. Burada birçok ilden gelen sporcular kalıyorlar. Bina eski fakat odalar hem sıcak hem de temiz. Yani yolunuz Erzincan'a düşerse uygun fiyata kalabilirsiniz, geceliği 18 tl.
 |
ŞEKER FABRİKASI MİSAFİRHANESİ ODALARI |
Daha önce 12 kişi olduğumuzu belirttiğimiz için sayımız 15 olunca, Çağın, Eyüp ve Barış bizim misafirhanenin yanında bulunan PTT misafirhanesinde kalıyorlar.
Herkes eşyalarını odalarına yerleştirip, dağa çıkış için hazırlıklarını da yapıyor ve tekrar aracımıza biniyoruz.
Diğer EDKİK elemanları ile buluşmak üzere şehir merkezine doğru ilerliyoruz. Tam valiliğin önünde araçtan indiğimizde saatlerimiz 08:30 u gösteriyor.
 |
ERZİNCAN VALİLİĞİ ÖNÜNDEYİZ |
Valiliğin hemen yan tarafında da EDKİK'İN kulüp binası bulunuyor. Ertesi gün onu da ziyaret edeceğiz.
 |
EDKİK KULÜP BİNASI |
Yolun karşı tarafına geçerek sıcak su ihtiyacımızı karşılayacağımız ve sıcak bir sabah çayı içeceğimiz Çırahane'ye gidiyoruz.
 |
ÇIRAHANE'YE DOĞRU |
Çırahane çay içebileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz, ev ortamında gibi oturup arkadaşlarınızla sohbet edeceğiniz bir yer. Burada oldukça vakit geçirdiğimiz için bizim için de büyük şans oldu.
 |
ÇIRAHANE GİRİŞİ |
Hemen tüm ekip termoslarına sıcak sularını doldurup, çaylarını içerken ben de mekanda bir göz gezdiriyorum.
 |
ÇIRAHANE'DEN GÖRÜNÜM |
 |
KAHVALTI SALONU |
 |
KAHVALTI SALONU |
Saat 08:45 te aracımızla Ergan Dağı'na çıkışa başlayacağımız yere doğru ilerlemeye başlıyoruz. Bu arada biraz sizlere hem Erzincan'dan hem de Ergan Dağı'ndan bahsetmenin zamanıdır sanırım.
Erzincan Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat bölümünde tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan bir şehirdir. İlin en yüksek noktasını Keşiş Dağları oluşturuyor. Erzincan'ı güneyde Munzur ve Serçelik dağları, kuzeyde Otlukbeli-Karadağ, Esence dağları, doğuda ise Coşan Dağı çevreliyor. Bu yüksek dağlar arasında kalan Fırat Vadisi boyunca Tercan ve Erzincan Ovaları ile Sansa ve Kemah boğazları bulunuyor. Tabi bu kadar dağın olduğu yerde güzel yaylalar da bulunuyor. Bunlardan bazıları Takkıran, Tahsullu, Abıhayat ve Uzunçayır yaylalarıdır.
Gelelim Ergan Dağı hakkında bilgilerimizi sunmaya. Dağ şehir merkezinden yaklaşık olarak 28 km, hava alanından ise 9 km uzaklıkta bulunuyor. Ergan Dağı Erzincan için birçok özelliği aynı anda barındırıyor desek yalan olmaz sanırım. 1977 yılından beri Ergan Tepesi'nden yamaç paraşütü atlayışları yapılırken, 2012 yılından beri de en yükseği 2800 mt lerde açılan toplam 12 km uzunluğundaki dört ayrı kayak pisti ile Ergan Kayak Merkezi faaliyet göstermekteymiş. Bugün 35 kilometrekarelik alanda 1500 kişi taşıma kapasiteli bu kayak merkezini tırmanış sırasında oldukça gözlemleyebileceğimizi düşünüyorum.
Saat 09:20 de 1370 mt de bulunan ilk tele kabin bölgesine geliyoruz ve araçlardan inip son hazırlıklarımızı yapıyoruz.
 |
1370 METRELERDEKİ İLK TELE KABİN BÖLGESİ |
Buradan bir üst bölüme geçmek 3 tl, bir üst telesiyej ise 8tl tutuyor. Aracımızla birlikte hepsi için Yılmaz Hoca'mıza 20 tl ödüyoruz. O bilet işlemleri ile uğraşırken bizler 8 er kişilik ekipler halinde sıraya girip, kabinlerle yükseliyoruz.
 |
YUKARILARA DOĞRU |
 |
TELE KABİNİN İÇİNDEYİZ |
Bir üst bölüm 1734 mt de bulunuyor. Burada kabinlerin yerine üstü örtülen telesiyejler geliyor. Saatlerimiz 09:35 hemen hemen herkes bu bölüme geçmiş oluyor.
 |
BİR BÖLÜMÜMÜZ HEMEN HATIRA FOTOĞRAFI ÇEKTİRİYORUZ |
Bu bölümdeki telesiyejlere üçerli gruplar halinde binerek bir üst bölüme çıkıyoruz.
 |
1730 mt LERDEKİ AKTARIM BÖLGESİ |
 |
ÜÇERLİ GRUPLAR İLERLİYOR |
Saatler 10:00 ı gösterirken tüm ekipler 2300 mt lerde bulunan ikinci telesiyej bölgesine ulaşıyor.
 |
2300 LERDEKİ TELESİYEJ BÖLGESİ |
Artık buradan tırmanışa başlayacağımız için başlangıç fotoğrafları çekiliyor. Son hazırlıklar yapılıyor.
 |
EKİBİN BİR KISMI |
İki kere telesiyeje binmemize rağmen zirveye çıkmak için yine de 1000 mt yükselmemiz gerekiyor. Bu da iyi bir irtifa gibi gözüküyor. Saat 10:15 te zirve tırmanışımız başlıyor.
 |
TIRMANIŞ BAŞLAMIŞTIR EFENDİM |
Kar üzerinde ilerlememize rağmen sıcaklık çok kötü değil. Hatta diyebiliriz ki bu mevsimde bu hava oldukça güzel ve biz çok şanslıyız. Tırmanırken manzaraya doyum olmuyor. Dört bir yanımız dağlarla çevrili.
 |
HER TARAF DAĞ MANZARASI |
İki kere sayı alıyoruz ve 30 kişi ile ilerliyor olduğumuzu öğreniyoruz. Yılmaz Hoca Erzincan Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olduğundan katılımcılar arasında birçok üniversite çalışanı, öğrencisi, öğretmen ve doktor bulunuyor.
 |
YÜKSELMEYE DEVAM EDİYORUZ |
Sanırım ekibin yarısını 15 kişi ile biz oluşturuyoruz. Bizim dışımızda Erzincanlı dağcılara Tunceli'den gelen arkadaşlar da eşlik ediyorlar.
 |
TEK SIRA İLERLİYORUZ |
Ve günün ilk tırmanış molası saat 10:30 da geliyor. Tüm katılımcılar üstlerindeki fazlalıkları çıkartıyor.
 |
FAZLALIKLAR ÇANTALARA |
Su içimi ve enerji verici bir şeyler atıştırdıktan sonra yürüyüşe devam ediyoruz.
 |
İLK MOLA SONRASI YOLA DEVAM |
Yürüyüşümüze telesiyej direklerinden yapılan anonslar eşlik ediyor ve tabi ki sayıları az da olsa kayak yapanlar. 2 Yıl önce açılan kayak merkezi şu an yeterince bilinmiyor ve tanınmıyor. Umarım gelecek yıllarda bizler gibi gidip, gelen dağcıların da katkısıyla hak ettiği kalabalığa kavuşur.
 |
DAĞDAN KAYARAK İNENLER |
Saat 11:00 da kısa bir mola daha verip, geçen kayakçıları izliyoruz ve Nimet'in leziz lokumlarının bir kere daha tadına bakıyoruz.
 |
2. MOLAMIZ |
Tüm ekip gayet uyumlu bir şekilde dağın son telesiyej bölgesine doğru yükseliyor. İçimizde ne zorlanan var ne de bir sorun yaşayan var. Hatta açıkça söylemeli ki güzergah biz Trek Beşbinlileri hiç zorlamıyor.
 |
MOLA SONRASI YOLA DEVAM |
 |
2700 LERDEYİZ |
 |
SON TELESİYEJ BÖLGESİNE 100 mt İRTİFA KALDI |
Saat 12:20 de yani son molamızdan yaklaşık bir saat sonra 2800 mt lerdeki son telesiyej bölgesine varıyoruz.
 |
SON TELESİYEJ BÖLGESİ |
Burada yeni yapılmış bir dağ evi bulunuyor. Tüm ekip bu dağ evinin içine girip, bir şeyler yiyor ve bu etkinliğe katılacak olan Vali Abdurrahman Akdemir'i beklemeye başlıyoruz. Bu tırmanışın Erzincan'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yılını anmak adına yapıldığını hatırlatmakta fayda var. Bu sebeple bu anlamlı tırmanışa Erzincan Valisi Abdurrahman Akdemir de katılıyor.
 |
2800 mt LERDEKİ DAĞ EVİ |
Bu dağ evinde valimizi beklerken sandviçlerimizi yiyoruz, sıcak bir şeyler içiyoruz.
 |
EKİP ELEMANLARIMIZ NESLİHAN, BARIŞ VE EYÜP |
 |
NİMET VE KEMAL |
 |
NALAN, MUSTAFA AĞABEY VE ÇAĞIN |
 |
GÜVEN, SELEN,AYHAN, BARIŞ |
 |
MAHSUNİ, YÜKSEL, ÜMİT VE EYÜP |
Yeme, içmemiz bittiğinde bir takım iletişim sorunu sebebiyle Vali Akdemir'i bir saat daha bekleyeceğimizi öğreniyoruz. Yemek yeme ve bekleme sonucunda üşümeye başlayan bedenlerimizi nasıl ısıtırız diye düşünürken kendi kendimize "Neden dans etmiyoruz? "diyoruz. O andan sonra da dansa, zıplamaya, egzersiz hareketlerine başlıyoruz.
 |
BİR GRUP DANSI VE ZIPLAMAYI TERCİH EDİYOR |
 |
BAŞKA BİR GRUP BOKS YAPMAYI TERCİH EDİYOR |
Biz bir dans pistindeymiş gibi eğlenirken tırmanış ekibinin diğer elemanları bizleri izleyip, gülümsemeyi tercih ediyorlar. Bizler için ne düşünüyorlar tabi ki, orasını da Allah bilir.
Vali Akdemir saat 13:30 da geldiğinde gerçekten aradaki zamanı eğlenerek geçirdiğimiz için mutlu bir şekilde dağ evinden dışarı çıkıyoruz.
 |
VALİ ABDURRAHMAN AKDEMİR VE YILMAZ ÜNAL |
Bu etkinlik için gelen gazeteciler ve fotoğrafçılar da gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra Vali Akdemir'in de hazırlıkları bitince son etabı tırmanmaya başlıyoruz.
 |
VALİ AKDEMİR'İN SON HAZIRLIKLARI BİTİYOR |
Saat 13:35 te son 500 metrelik irtifa için yükselmeye başlıyoruz. Artık 35 kişi olarak ilerliyoruz. Yol boyunca bu tırmanışın belgeselini çekecek olan arkadaşlara poz vermeyi de ihmal etmiyoruz.
 |
SON ETAPTA YÜKSELMEYE BAŞLIYORUZ |
Hedefimiz ana kütlesi ile birlikte karşımızda bize göz kırpıyor.
 |
ERGAN DAĞI'NIN ZİRVE PLATOSUNUN ALTTAN GÖRÜNÜM |
Dağ evinde bir saat bekleme sonrası sanki biraz ağırlaşma hissiyle yukarılara yükseliyoruz.
 |
YAVAŞ YAVAŞ İLERLİYORUZ |
 |
ARKADAKİ MANZARA ÇOK HOŞ |
Saat 14:20 de zirve öncesi son molamızı veriyoruz. Artık zirveye varmamıza çok az bir zaman kalıyor.
 |
ZİRVE ÖNCESİ SON MOLA |
Bulunduğumuz yerden Ergan Dağı'nın ana kütle yapısını anlamak ve zirve kesitini görmek artık daha kolay oluyor.
 |
ERGAN ZİRVE |
Zirveye gitmeden hemen sağınızda sivri bir kaya görüyorsunuz. Burası Zindanlar bölgesi olarak anılıyor.
 |
ZİNDANLAR BÖLGESİ |
Ve nihayet saatlerimiz 14:30 u gösterirken ekibin en başındakiler uzun zirve platosuna ayak basıyorlar.
 |
ZİRVE PLATOSUNA GİRİYORUZ |
Ve nihayet saat 14:50 de bizim 3256 mt yüksekliğe sahip olduğunu sandığımız 3296 mt yükseklikteki Ergan Dağı zirvesine ulaşıyoruz. Hemen tüm ekip elemanlarımız birbirini tebrik ediyorlar.
 |
AYHAN VE BEN ERGAN ZİRVESİNDEYİZ-3296 mt |
Zirvede EDKİK Başkanı Yılmaz Hocamız ve Vali Abdurrahman Akdemir günün anlam ve önemine dair konuşmalarını yaparken bir yandan da belgesel için çekimler yapılıyor.
 |
YILMAZ ÜNAL HOCAMIZ KONUŞMA YAPIYOR |
İlk defa bir zirvede bu şekilde tören yapıyor olmanın farklı tadını hissediyoruz. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı sonrası grup fotoğraflarımızı çektiriyoruz.
 |
TÜM EKİPLER ERGAN ZİRVESİNDE |
 |
TREK BEŞBİN EKİBİ ERGAN ZİRVESİNDE |
Bizim tören yapmaya başladığımız an itibariyle öğleden sonra gelmesini beklediğimiz kar yağışı da başlıyor. Bu sebeple fotoğraf çekimi sonrası hemen saat 15:15 te yani zirveye ulaşmamızın üzerinden 25 dakika geçtikten sonra inişe geçiyoruz.
 |
İNİŞE BAŞLIYORUZ |
Yarım saate yakın zirvede beklememiz ve havanın soğuması sebebiyle biraz üşümeye başlıyoruz. Hızlı bir inişle yarım saat sonra saat 15:45 te dağ evine varıyoruz.
 |
BİR ZİRVE DAHA YAPMANIN SEVİNCİ Mİ BU YÜZLERDEKİ? |
Bu sırada bu dağ evinde iniş için beklerken son sıcak çaylarımızı içiyoruz . Yüksel arkadaşımız ise çıkarken içtiği meyve suyu sebebiyle biraz kendisini kötü hissediyor. Fazla oyalanmadan önce Vali Abdurrahman Akdemir kar motosikletiyle geldiği gibi yanımızdan ayrılıyor. Sonra da bizler 4 erli gruplar halinde telesiyejlerle iniyoruz.
 |
VALİMİZ DAĞ EVİNDEN AYRILIYOR |
Çıkarken bir alt telesiyej bölgesinden yani 2200 mt den yürümeye başlamıştık ama inerken havanın kararmaya başlaması ve kar yağışı sebebiyle 2800 mt deki telesiyejden inişe başlıyoruz.
 |
İNİŞE BAŞLADIK |
Telesiyejle inerken oldukça üşüyoruz. Bir de inişe doğru ilk telesiyejin makasının atması sonucu geri geri gitmeye başladığımız an hepimizin yorgunluk ve üşüme sonucu sabrı kalmıyor. Halimize gülmeden de edemiyoruz.
İki telesiyej ve bir tele kabin sonrası saat 17:10 da 1360 mt deki tele kabin bölgesine geliyoruz. Biraz sonra aslında bizi bir üst kademede bekleyen ekip geliyorlar. Vali Akdemir ve Yılmaz Ünal Hocamız yukarıda yapılması planlanan töreni hemen ayak üstü burada yapıyorlar. Herkese katılım belgeleri dağıtılıyor.
 |
YILMAZ HOCAMIZ KONUŞMA YAPIYOR |
 |
BARIŞ VALİDEN KATILIM BELGESİNİ ALIYOR |
 |
ÇAĞIN VALİDEN KATILIM BELGESİNİ ALIYOR |
 |
NİMET VALİDEN KATILIM BELGESİNİ ALIYOR |
 |
VE AYHAN VALİDEN KATILIM BELGESİNİ ALIYOR |
Katılım belgelerimizi ve Erzincan ile ilgili tanıtıcı diğer hediyelerle dolu hediye çantalarımızı da aldıktan sonra kızlar ve erkekler olarak hamam sefasına gidiyoruz. Erkekler yeni yapılan Beyzade Hamamı'na giderken bizler 35 yıllık bir hamama gidiyoruz.
Kızların ve erkeklerin hamam sefası sonrası saatlerimiz 20:00 ı gösterirken Erzincan'ın ünlü dönercisi Evin Döner'de buluşuyoruz.
 |
HERKES TERTEMİZ BİR HALDE MASA BAŞINDA BEKLİYOR |
 |
BİR DİĞER MASADA DA BİZLER |
Çorbalarımızı içtikten sonra dönerimizi heyecanla bekliyoruz. Bu arada erkek arkadaşlarımız ağızlarındaki baklayı çıkarıyorlar. Meğer benim sevgili kocam gün içerisinde içtiği yetersiz su ve sıcakta fazla kalması sebebiyle hamamda bir baygınlık geçirmiş. Öyle böyle hikayeyi onlardan dinliyoruz. Dinliyoruz da bu olay bu gezinin sonuna kadar gülümsememize vesile oluyor.
Ve dönerimiz de geliyor işte. İstanbul'da istediğimiz bir porsiyonun kaç katı bu bilmiyorum ama yeterince doyurucu gözüküyor.
 |
DÖNERİMİZİN SUNUM ŞEKLİ |
Ve dayanamayıp, üzerindeki lavaşı şöyle bir kaldırıyorum. Hemen ekipçe fotoğrafını çekerek yanımızda olamayan Melih Mengi arkadaşımıza gönderiyoruz.
 |
ERZİNCAN EVİN DÖNER SUNAR |
Döner İstanbul'da yediğimiz dönerlere nispeten hem lezzetli hem de porsiyon olarak oldukça doyurucuydu. Tüm ekip yemeğini yedikten sonra hemen bir paralel sokakta bulunan ve Erzincan'da çok beğendiğimiz Çıra Hane Şark Sofrası ve Kültür Evi'ne gidiyoruz. Burası sizi geçmişe götürecek, sıcak sevimli bir mekan. Zirve yemeği sonrası ekip olarak tüm akşamı burada sanki evimizdeymişiz gibi geçiriyoruz.
 |
ÇIRAHANE'DE BİR AKŞAM |
Oldukça büyük bu mekan oda oda ayrılmış birçok gözden oluşuyor. Her biri diğerinden farklı. İyice yerleşmeden önce tüm odaları ve koridorları gezmek istiyorum.
 |
ÇIRAHANE'DE BİR ODA |
 |
ÇIRAHANE'NİN KORİDORU |
 |
ÇIRAHANE'DE BİR ODA |
 |
ÇIRAHANE'DE KORİDORDAN GÖRÜNÜM |
 |
ÇIRAHANE'DE BİR ODA |
 |
ÇIRAHANE'DE KORİDOR |
 |
ÇIRAHANE'DE BAŞKA BİR ODA |
Ekip olarak burada çok rahat ediyoruz. Herkes sohbetini edip, günün kritiğini yapıyor.
 |
BİR YANDA BAŞKA SOHBET |
 |
BAŞKA BİR YANDA BAŞKA BİR SOHBET |
 |
BİR YANDA DA DİNLEYEN VE DİNLENENLER |
 |
KÖŞEDE YILMAZ HOCAM VE BİZ KILIÇLAR |
Sohbet bir süre sonra doğa katliamına ve HES lere geliyor. Güven bize güzel bilgiler veriyor.
 |
GÜVEN GRUBA BİLGİ VERİYOR |
Bu arada kahveler içiliyor, kahve falları bakılıyor, tatlılar yeniyor. Bir süre sonra Yılmaz Hocamızı evine yolcu ediyoruz ama biz ekip olarak biraz daha sohbete devam ediyoruz.
 |
KAHVELER GELSİİİNNN |
Her güzel şey gibi bugünün de sonu geliyor işte. Taksi ile sırayla misafirhanemizin yolunu tutuyoruz.
 |
EYÜP TAKSİ BEKLERKEN |
Erzincan'ın ışıklı sokaklarını izleyerek taksi ile misafirhaneye ilerlerken yorgun olduğumuz kadar bir zirveyi daha başarıyla ve uyumla tamamlamanın mutluluğu içinde olduğumuzu söylemeye gerek var mı ? Bilmem ki!
 |
ERZİNCAN SOKAKLARI |
Saat 23:30 da odamıza girmiş, güzel bir uyku çekmeye hazırdık bile. Sabah ola hayrola diyerek yeni bir gün için gözlerimizi kapıyoruz.
15 ŞUBAT 2014 YAPILAN HARCAMALAR
- Gidiş-Dönüş Uçak Ücreti-1 Kişi-128 tl
- Şeker Fabrikası Misafirhanesi Bir Gecelik Ücreti-18 tl
- Ulaşım-20 tl
- Hamam-20 tl
- Akşam Yemeği-20 tl
- Çıra Hane-15 TL
- Taksi-10 tl
TOPLAM:231 TL
16 şUbAt 2014 pAzAR
Bir önceki günün yorgunluğu ile hepimiz güzel bir gece geçiriyoruz. Saat 08:30 da buluşma kararı aldığımız için lobide buluşuyoruz. Aracımız da çok geçmeden bizi almaya geliyor. Kahvaltıyı Çırahane'de yapacağımız için Yılmaz Hocamız da bizi orada bekliyor.
Çırahane'ye gittiğimizde bizi muhteşem bir sabah kahvaltısının beklediğini görüyoruz.
 |
MUHTEŞEM BİR KÖY KAHVALTISI |
Keyifli bir sabah kahvaltısı sonrası saat 10:00 da Erzincan sokaklarında dolaşmaya başlıyoruz. İlk durağımız bal ve tulum peyniri alabileceğimiz yere doğru ilerlemek oluyor. Satış yapan dükkana girer girmez bizim ekibin satış elemanları hemen bal tanıtımı yapmaya başlıyorlar.
 |
BAL SATIŞI YAPILAN DÜKKAN |
 |
BİZİM GENÇLER İYİ İŞ ÇIKARTIYORLAR |
Bal ve peynir alış-verişi sonrası pazar sabahı bomboş Erzincan sokaklarında EDKİK kulüp binasına doğru ilerliyoruz.
 |
EDKİK BİNASINA DOĞRU İLERLİYORUZ |
EDKİK kulüp binası hemen valiliğin yanında, Çırahane'nin çaprazında bulunuyor.
 |
ERZİNCAN DAĞCILIK VE KAYAKÇILIK İHTİSAS KULÜBÜ |
Burası için aslında kulüp odası gibi bir şey diyebiliriz. Yılmaz Hocamız malzemelerini üniversitede depoladıklarını belirtiyor.
 |
EDKİK BAŞKANI YILMAZ ÜNAL |
Kulüp odasına hepimiz doluşup, hep beraber bir grup fotoğrafı çektiriyoruz.
 |
ÖNCE KÜÇÜK BİR EKİP |
 |
TÜM EKİP HEP BERABERİZ |
Kulüp odasından çıkarak valiliğin karşısında bulunan parktaki İsmet İnönü Anıtı'na doğru ilerliyoruz. İlerlerken ben de size bu anıtın hikayesini anlatmak istiyorum.
Biliyorsunuz ki Erzincan'da 1939 yılında büyük bir deprem olmuş. Bu deprem sonrası İsmet İnönü şehrin yeniden kalkınması için bayağı bir çaba sarf etmiş. Bunun üzerine Erzincanlılar Milli Şef İsmet İnönü'ye şükranlarını sunmak için heykeltraş Ratip Aşir'e bu heykeli yaptırmışlar.
 |
İSMET İNÖNÜ HEYKELİ |
Bu anıt heykelin tam karşısında bulunan tarihi saat kulesini görmek için ilerliyoruz.
 |
ERZİNCAN TARİHİ SAAT KULESİ |
Bu saat kulesinin orjinali 1939 yılındaki depremde yıkılmış. Bu kule de o saat kulesinin aslına sadık kalınarak 2010 yılında tekrar inşa edilmeye başlamış.
 |
ERZİNCAN SAAT KULESİ VE EKİBİMİZ |
Saat kulesinin önünden aracımıza binerek kuru yiyecek, kayısı, pestil gibi şeyleri alabileceğimiz bir yere doğru ilerliyoruz.
 |
EKİBİMİZ YEMİŞLERİN BAŞINDA |
 |
KAYISILAR EKŞİ EKŞİ ÇOK GÜZEL |
Sanırım hepimiz çuval çuval alış- veriş yaptıktan sonra bu noktadan ayrılıyoruz. Bu sefer hocamız bizi bir bakır atölyesine götürüyor.
 |
YILMAZ HOCAMIZ BİZİ BAKIR ATÖLYESİNE GÖTÜRÜYOR |
 |
ERZİNCAN'DAN BAKIR ÖRNEKLERİ |
Bakır atölyesinde arkadaşlarımız örneklere bakıyorlar, bazıları alış veriş yapıyor, bazıları da atölyeyi dolaşıyorlar.
 |
ÇAĞIN ATÖLYENİN SOBASINI KEŞFEDİYOR |
 |
GÜVEN KAZAN KALDIRIYOR |
 |
VE BAZILARI DA ALIŞ-VERİŞ YAPIYOR |
Bakır atölyesi sonrası merkezden biraz uzağa ilerliyoruz. Merkezden 35 km mesafede bulunan Girlevik Şelalesi'ne doğru gidiyoruz. Giderken bir gün önce zirvesinde olduğumuz Ergan'ı bir kere daha görüyoruz.
Şelale; Çağlayan Bucağı, Girlevik Köyü'nde bulunuyor. Şelalenin yüksekliği 30 metreyi buluyor. Üç katlı ve birçok koldan aşağılara doğru akan şelale biz gittiğimizde hava koşulları sebebiyle donmuş bir halde bizi karşılıyor.
 |
GİRLEVİK ŞELALESİ |
Bu mevsimde donmuş bir halde bizi karşılayan şelale ve çevresi yaz aylarında birçok insan için bir mesire alanına dönüşüyormuş.
 |
BUZ HALİNE GELMİŞ ŞELALE |
 |
EKİBİN BİR KISMI |
 |
VE EKİBİN HEMEN HEMEN HEPSİ |
Bizim buraya gelme sebebimiz Yılmaz Hocamızın bizim için buz tırmanışı yapmak istemesidir. Bunun için hazırlıklara başlıyor hemen.
 |
YILMAZ HOCAMIZ HAZIRLANIYOR |
Hocamız hazırlanırken bazılarımız teknik kazmalarla denemelere başlıyor bile.
 |
AYHAN KAZMAYI ELİNE ALDI |
 |
TUTMAYIN BENİ |
 |
SIRA MAHSUNİ'DE |
 |
GÜVEN İŞ BAŞINDA |
Ve Yılmaz Hocamız kramponlarını ve emniyet kemerini takarak, buz vidalarını alarak tırmanışa başlıyor.
 |
TIRMANIŞ BAŞLIYOR |
 |
BUZ VİDASI |
 |
YILMAZ HOCA ETABA GİRİYOR |
Şelaledeki buz biraz biraz erimeye başladığı için tehlike arz ediyor gibi gözüküyor. Bu sebeple hepimiz dikkatle Yılmaz Hoca'yı izliyoruz. Ayhan da hocanın emniyetini alıyor.
 |
EYÜP BU HEYECANI AĞAÇ DALINDA İZLİYOR |
 |
AYHAN YILMAZ HOCAMIZIN EMNİYETİNİ ALIYOR |
 |
HEDEFE DOĞRU |
 |
SON ÇIKIŞ |
 |
VE YILMAZ HOCA BİZE BAYRAKLA SELAM VERİYOR |
Yılmaz Hoca'nın buz tırmanışı sonrası şelaleye yakın bir restorana gidiyoruz. Öğrendiğimize göre bu bölgenin tavuğu oldukça lezzetliymiş. Uzun bir masayı restoran sahipleri öyle bir donatıyorlar ki burada yediğimiz lezzetli yiyecekler bizi İstanbul'a kadar idare ediyorlar.
 |
YİNE BİR MASA BAŞINDAYIZ |
Herkes birasını yudumlarken bir süre sonra övülmeyi hak eden tavuklar da masada yerini alıyor. Tadına bakınca övdükleri kadar lezzetli olduğunu anlıyoruz.
 |
ŞELALE BÖLGESİNİN LEZZETLİ TAVUĞU |
Yemekti, sohbetti derken yaklaşık iki saat kaldığımız bu restorandan saat 15:30 civarı ayrılıyoruz. Şimdiki durağımız Fırat Nehri'nin dibine ulaşmak. Şelale bölgesinden hareket ederek kısa bir zaman sonra Fırat Nehri'ne ulaşıyoruz.
 |
FIRAT NEHRİ |
Tabi bu görsel güzelliği gören dayanamıyor hemen hemen hepimiz fotoğraf çektiriyoruz.
 |
ÖNCE KALABALIK BİR EKİP FOTOĞRAFI GELİYOR |
 |
AYHAN VE BEN |
 |
BARIŞ VE ÇAĞIN |
 |
NESLİHAN VE BEN |
 |
FIRAT DİBİNDE GÖZÜMÜZ YİNE YÜKSEKLERDE |
Bu arada biz gördüğümüz güzel görüntü karşısında ne yapacağını bilemeyen ergenler gibi gezinirken nehir kenarında da birçok avlanan amatör balıkçı görüyoruz. Çoğunluğu serpme kullanarak balık avlamaya çalışıyorlar.
 |
SERPME KULLANAN BİR BALIKÇI |
Merak edip içlerinden birine hangi balığı avladıklarını soruyorum. Cevap olarak da "Sazan " ı alıyorum.
 |
BALIKÇILARDAN BİRİ |
 |
İŞTE O SAZANLARDAN BİRİ |
Bulunduğumuz yerden köprüyle karşıya geçerek aracımıza biniyoruz. Bu sefer yolculuk Erzincan'da çok ünlü bir yere doğru sürüyor. Ekşisu denilen yere doğru ilerliyoruz. Ekşisu şehir merkezine 11 km uzaklıkta bulunuyor.
 |
EKŞİSU'YA HOŞGELDİNİZ |
 |
EKŞİSU MESİRE ALANI GİRİŞİ |
Buradaki çeşmelerden akan ve Böğert adıyla anılan maden suyu çeşitli hastalıklara iyi geliyormuş. Anemi, karaciğer, mide, bağırsak ve safra yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılıyormuş. Alanın içinde bu maden suyunu işleyen bir de tesis binası bulunuyor.
 |
ERZİNCAN BÖĞERT DOĞAL MADEN SUYU |
Bu yararlı sudan biz de içiyoruz ama Yılmaz Hoca'nın uyarısıyla içindeki ağır maddelerden etkilenmemek için önce biraz avucumuzda bekletiyoruz.
 |
AYHAN DENEMESİNİ YAPIYOR |
Bu koca kompleksin ortasında Erzincan'da her yerde gördüğümüz ve Erzincan'ın simgesi olan, Selçuklulardan kalma çift başlı kartal heykelini görüyoruz. İstanbul'a dönmeden bu sık sık karşımıza çıkan şehrin sembolü ile hatıra fotoğrafı çektirelim istiyoruz.
 |
ERZİNCAN'IN SİMGESİ ÇİFT BAŞLI KARTAL |
 |
ÇİFT BAŞLI KARTALLA BİR HATIRA FOTOĞRAFI |
Bu koca alanda çeşit çeşit havuz bulunuyor. Bulunması da normal tesis yüz bin metrekarelik bir alana sahipmiş. Bu havuzların kimi kükürtlü su kimi de demir minerali barındırıyor.
 |
BU HAVUZDA SANDAL GEZİNTİSİ YAPABİLİRSİNİZ |
 |
KÜKÜRTLÜ HAVUZ |
 |
KÜKÜRTLÜ HAVUZDAN GÖRÜNÜM |
Burada bir de Horhor maden suyu bulunuyor. Demir mineralinin oldukça fazla bulunduğu Horhor suyunun çeşmeleri olduğu gibi havuzu da bulunuyor.
 |
HORHOR MADEN SUYU |
Bu kadar havuzun, mesire alanının yanında çocuklar için illa ki bir şeyler var. Ama sanki çocuklardan daha çok bizim işimize yarıyor sanki.
 |
TRENE BİNMİŞ TREK BEŞBİNLİLER |
Bu koca alanın dışında da yine arkasını dağlara yaslamış çok güzel bir gölet bulunuyor. Mutlaka oraya da bir göz atın derim.
 |
EKŞİSU DIŞINDAKİ GÜZEL MANZARALI GÖLET |
Artık Erzincan'daki gezi programımızın sonuna geliyoruz üzülerek. Son durağımız Ekşisu kaplıcalarına doğru oluyor. Ekşisu mesire alanına 1 km uzaklıkta 12 adet havuzdan oluşan ve sıcaklığı 33 dereceyi bulan sıcak sular var. Biz bunlardan birini görüyoruz.
 |
EKŞİSU KAPILACALARI |
Bu kaplıcalar Erzincan Belediyesi tarafından işletiliyormuş. Ailelere, kadınlara ve erkeklere özel kabinler bulunuyormuş.
 |
SICAK SU HAVUZLARINDAN BİRİ |
Ve artık son kez aracımıza binerek şehir merkezine doğru ilerliyoruz. Günün son ışıklarıyla, göğün güzel mavisi şehre girerken bana Terzi Baba camini öyle güzel gösteriyor ki sizinle de paylaşmak istiyorum.
 |
TERZİ BABA CAMİ |
Erzincan'da son durağımız bir gün önceki ilk durağımız oluyor yine, Çırahane. Burada uçak saatimizin gelmesini beklerken sohbet ediyoruz, çok hızlı geçen iki günün kritiğini yapıyoruz ve oyunlarla oyalanıyoruz.
 |
BEKLERKEN TAVLA OYNAYANLAR |
Bu akşam Erzincan'dan ayrılmadan önce yapacağımız son şey yöresel tatlı Kasefe'yi denemek oluyor. Islatılmış özel ekşimsi kayısının üzerine dökülen tereyağı ve bol cevizle sunulan buraya has bir tatlı.
 |
KASEFE TATLISI |
Geldik hikayemizin sonuna. Şairin dediğine nispet yaparsak Erzincan'a gitmenin en güzel tarafı İstanbul'a geri dönmektir dostlar.
Her güzel şey gibi bizim Erzincan etkinliğimiz de saatler sonra bitmiş olacak. İki gündür burada misafirperver Erzincanlı dostlarla dağımıza, güzel Ergan'a tırmandık, gezdik, dolaştık, sohbetler ettik, yeni insanlarla tanıştık ve bir şehri tanımaya çalıştık. Çok güldük, çok eğlendik. Bize gösterdiği ilgi sebebiyle Yılmaz Ünal Hocamıza ve ekibine sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Ve sevgili ekip arkadaşlarıma da diyorum ki; uyum, destek ve sinerji her zaman rast gelmez. Gerçekten çok şanslıyız.
Zirvelerimiz daim olsun arkadaşlar!
Şenay KILIÇ
16 Şubat Harcamaları
- Araç parası-25 tl
- Sabah Kahvaltısı-15 tl
- Öğle Yemeği-15 tl
- Akşam kahve-çay-10 tl
- Alı-veriş-100 tl
TOPLAM-165 TL